GÜREL ''PARLAK BİR YIL OLMADI''

Başkan Gürel "Artık 2020 yılını geride bırakıyoruz. Şöyle geriye dönüp baktığımızda 2020 yılı ülkemiz ve milletimiz için hiç de parlak ve mutlu geçmedi. Yaşanan ekonomik krize birde bütün dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık da eklenince adeta buhrana dönüştü. Bir tarafta salgınla mücadelede yaşanan sıkıntılar, bir tarafta zorunlu olarak kapatılan işyerlerinin de üstüne koyarak artan işsizlik ve ortaya çıkan geçim sıkıntıları, diğer taraftan da eğitimde yaşanan sorunlar. Tabi bunlara bir çok konuları da ilave edebiliriz. Bunlar her yılın sonunda geriye dönük o yılın hesabını çıkarma, muhasebesini yapma zamanıdır. Dolayısıyla ünlü bir yazarın dediği gibi “İnsan gülebildiği kadar insandır.” Ama üzülerek belirtmek isterim ki galiba hepimiz gülmeyi de unuttuk. Çünkü ülke olarak 2020 de çok büyük acılar, sıkıntılar yaşadık. Kadın cinayetleri, depremler, felaketler, terörün yol açtığı şehitlerimiz, ekonomik buhran, salgın hastalık ve buna bağlı yitirdiklerimiz. Bu yüzden tek temennim ve dileğim; 2021 yılının ülkemiz için, bütün vatandaşlarımız için salgın hastalıktan kurtulmuş, ekonomik buhrandan sıyrılmış, insanlığımızı tekrar kazanıp gülmeyi tekrar başardığımız müreffeh bir yıl olmasıdır. Bu vesileyle herkesin Yeni yılını en içten duygularımla kutluyorum.   VERİLEN ZAM AZDIR Başkan Gürel “Her yıl sonu geldiğinde çalışanlarımız, memurlarımız ve emeklilerimiz büyük heyecanla ve umutla maaşlara yapılacak zamları beklemektedir. Özellikle açlık sınırı ve yoksulluk sınırının çok altında çalışan asgari ücretlilerimiz maaşlarının yaşanabilinir bir seviyeye çıkmasını umut eder. Ama ülkemizde ücretli çalışan işçilerimizin yaklaşık 50’sine yaklaşan 10 milyon civarındaki asgari ücretli umduğunu yine bulamadı. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz asgari ücretin belirlenme sürecinde devamlı “Asgari ücretten gelir vergisi alınmamalı ve asgari ücret net en az 3.100 TL olmalı” dedik. Geldiğimiz nokta da hükümet uzun görüşmeler ve pazarlıklar neticesinde asgari ücreti Brüt  3.577 TL, Net 2.825 TL (268,31 TL AGİ dahil edilerek) açıkladı. Hatta bu ücretten gelir vergisinden de vazgeçemedi. Bu asgari ücretliye zulümdür. Ülkenin şartlarına uygun değildir.Nitekim işçi kesimi de bundan hoşnut olmamıştır. Bu gün ülkemizde 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2.517 TL, Yoksulluk sınırı da 8.198 TL.dir. Yani açıklanan bu asgari ücret açlık sınırının hemen üzerinde, yoksulluk sınırının da yaklaşık dörtte biri kadar olmuştur. Dolayısıyla bu parayla insanlarımız kirasını, faturalarını, eğitim, sağlık ve ulaşım masraflarını nasıl karşılayacaktır. Asgari ücret, adı üzerinde en düşük ücret demektir. Asgari düzeyde geçimini sağlayacak kadar ücret alan bir işçiden nasıl gelir vergisi alınır, o da ayrı bir ayıptır. Tabi burada asgari ücretlinin durumunu gözetirken, asgari ücretli çalıştıran küçük esnafımızı da yok saymamak gerekir. Çünkü ekonomik sıkıntılarla boğuşan küçük esnafımıza bir asgari ücretlinin maliyeti de 4.203,56 TL olmaktadır ki, bu durumda ayakta kalmakta zorlanan esnafımız da istemeyerek de olsa zorunlu olarak çalışanlarını işten çıkarmak zorunda kalacaktır. Biz asgari ücretin net olarak en az 3.100 TL olsun derken, alın terine değer verilmesine, hiçbir çocuğun yatağına aç girmemesine odaklanırken, esnafımızın ve işverenimizin de üzerine titriyor, onlara yük getirmeyecek şekilde vergiler de düşsün istiyoruz. Bu arada Genel Başkanımızın talimatı ile Cumhuriyet Halk Partili belediyelerde asgari ücret net 3.100 TL olacaktır.   KESİNTİ OLMADANDA YAPILABİLİYORMUŞ Başkan Gürel “Geçen hafta İSU’nun yaptığı açıklama ile Kocaeli genelinde 48 saatlik su kesintisi herkesi panik havasına soktu ve telaşlandırdı. Çünkü insanoğlu elektrik olmadan yaşar ama susuz yaşayamaz. Kaldı ki bu salgın hastalık ortamında temizlikten, hijyenden ödün verilmemesi gerektiğinden ne yapacağını şaşırdı ve su stoklamak için çabaladı. CHP Kocaeli örgütü olarak böyle bir ortamda bu kadar uzun süreli kesintinin sakıncalarını ortaya koyarak İSU'yu bu kararından dönmesi için gerekli girişimi kamuoyunda paylaştık. Özellikle İl başkanlığımızın başkanlığında gündeme getirdiğimiz su kesintisinin özellikle Gölcük ve çevresinin etkilenmemesi gerektiğini dile getirdik ve İSU'yu göreve davet ettik. Vatandaşlardan da gelen tepkilerin çığ gibi büyümesinden İSU geri adım atarak Kocaeli'nde yaşayan bütün vatandaşlarımızı mesaj ve sosyal medyadan bilgilendirme yoluna giderek kısa süreli veya hiç kesintiye gitmeden bu işin üstesinden geldi. Bu bakımdan İSU genel müdürü başta olmak üzere tüm çalışanlarına özverili çalışmalarından ötürü teşekkürlerimi bir borç bilirim. Lakin madem böyle kesintiye gitmeden bu sorun çözülebilecekti neden 48 saatlik kesinti olacak denildi. Bu yüzden Kocaeli de yaşayan vatandaşlarımız tonlarca su stokuna gitti. Hatta bu yüzden ilimizde bidon satışları tavan yaptı. Barajların kurumaya başladığı böyle ortamda bu tonlarca su heba mı olacak, yazık günahtır. Buna kaş yapalım derken göz çıkartmak denir. Yani Kocaeli için belki de geleceğe dönük faydalı bir çalışma olması planlanan böyle önemli bir proje, küçük hatalarla gölgelendi. Yine de yol yakınken bu hatadan dönülmesi de önemli bir olaydır.   GÖLCÜK’ÜJN MENFAATLERİNİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ Başkan Gürel “Belediyemizin Haziran 2020 tarihinde komisyona sevk edilen ve komisyondaki CHP’li meclis üyelerimizin şerh koymasına rağmen AKP’li üyelerin oy çokluğu ile meclis gündemine gelen ve burada da Millet İttifakı ( CHP ve İYİ PARTİ) olarak hayır dememize rağmen oy çokluğu ile kabul edilen İhsaniye çiftlik mahallesindeki 2 parseldeki imar tadilatı Kocaeli Büyükşehir meclisinde oy birliği ile kabul edilmemiştir. Burada ki sıkıntı, Gölcük belediye meclis toplantısında evet diyen AKP’li Büyükşehir meclis üyeleri, Büyükşehir meclisinde niçin hayır demiştir.  Buna rağmen aradan 5-6 ay geçtikten sonra ne hikmetse ısrarla bu 2 parseldeki imar tadilatını geçirebilmek için bu sefer bu iki parselinde içinde bulunan 210 dönümlük alanda uygulanmak istenmektedir. Bu neyin hesabıdır. Anlam verilememektedir. Gölcük’lü vatandaşlarımızın Millet İttifakı olarak bizlere verdiği görev gereği Gölcük’ün menfaatlerini savunmak, kollamak asli görevimizdir. Nasıl doğru ve faydalı çalışmalara destek olup teşekkür ediyorsak, yanlış ve kişisel menfaatlere dayalı çalışmalarda da uyarıda bulunmak en doğal hakkımızdır.