"HAYSİYET VE ŞEREF YOKSUNLARI YİNE SAHNEDE !"
"HAYSİYET VE ŞEREF YOKSUNLARI YİNE SAHNEDE !"
Ülkü Ocakları, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi çok sert bir bildiri yayınladı. Kendilerine " Bağımsı Ülkücüler" adını veren ve seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceklerini açıklayan eski ülkücülere yönelik yapılan açıklamada " Her seçim öncesi olduğu gibi, şeref ve haysiyet yoksunu kişiler yine sahnede" denildi. Ülkü Ocakları Gölcük Şube Başkanı Taner Öncü iması ile yayınlanan bildiride de şöyle denildi.
Ülkü Ocakları, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi çok sert bir bildiri yayınladı. Kendilerine " Bağımsı Ülkücüler" adını veren ve seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceklerini açıklayan eski ülkücülere yönelik yapılan açıklamada " Her seçim öncesi olduğu gibi, şeref ve haysiyet yoksunu kişiler yine sahnede" denildi. Ülkü Ocakları Gölcük Şube Başkanı Taner Öncü iması ile yayınlanan bildiride de şöyle denildi.
Her seçim arefesinde olduğu gibi, 10 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde de kendilerine “Bağımsız ve Eski Ülkücüler” diyen, ne idüğü belirsiz, haysiyet ve şeref yoksunu kişi ve gruplar yine sahnededirler. Bir yerlere yanaşmak, yamanmak ve nemalanmak için şahsiyetleri ve haysiyetlerini satan, bu ahlaksızların sergiledikleri oyunlara Ülkücü Hareket defalarca şahit olmuştur.
Ülkücü hareket; her seçim öncesinde bu gibi senaryolarla gündeme gelerek, Ülkücülüğü istismar etmeye çalışan bu hadsiz ve şahsiyetsiz namus yoksunlarına cevaplarını vermiştir.
Türk Milleti’nin kaderi ve ülkemizin bekası söz konusuyken; ortada gözükmeyen şeref yoksunlarının, bugün Ülkücülüğün tarifini yapmaları, vatan ve millet sevgisi dersleri vermeleri bir kaç zavallının komedisinden başka bir şey değildir.
Ülkücü Hareketin kurucusu Başbuğumuz Alparslan Türkeş milletimize ve davamıza ışık tutması adına, temel doktrinimiz olan 9 Işık’ı yazmıştır. Dokuz ışıktan birisi de Ahlakçılıktır. Başbuğumuz, Ahlakçılığı: “Türklük gurur ve şuuru ile İslam ahlak ve faziletine, oy toplama endişesi ve siyaset riyakarlığının üstünde kalarak samimiyetle bağlıyız.” diyerek görüşlerini beyan etmiştir. Her konuşmalarında yıllarca ” Başbuğumuzun yanında kaldıkları ” gibi asılsız iddaalar da bulunarak, bugün Ülkücü Hareketin kanaat önderliğine soyunan tasması siyasal iktidarın elinde olan meczupların bu ilkeden nasibini almadığı ayan beyan ortadadır.
Ülkücülük, geçmişi zikzaklarla dolu; hayatı kırık çizgilerle bezeli kemik yalayıcıların altına sığınabileceği bir liman değildir. Hele ki bir ülkücünün, terör örgütüyle açıkça pazarlık yapan, Türk’üm demekten ısrarla kaçınan; Ülkücülere “Bunlar Fatiha’yı bile bilmezler, mafya, kafatascı, kobay, faşist ” gibi atıflarda bulunan şahsa oy verebilmesi için akli dengesini yitirmiş olması lazımdır.
Kimliğini ve kişiliğini davamız yoluyla kazanmaya çalışan, inkar batağına saplanmış bu şahsiyetsizler şu hususu iyi bilmelidir:
“Ülkü Ocakları, Ülkücülüğü bir geçim vasıtası olarak kullanmalarına ve menfaat devşirmelerine asla izin vermeyecektir.”
Hiç kimse unutmasın ki Ülkücü hareketin 1969 yılından beri siyasi platformdaki tek temsilcisi MHP, gönül dergâhı ise Ülkü Ocakları’dır. Bu gerçeği bilmek ve ona göre davranmak, herkes açısından daha doğru ve isabetli olacaktır.
Yapılanlar, yapılmak istenenler ve tezgahlanmaya çalışılan oyunların hepsinin ayrımında ve takibindeyiz. Yeri ve zamanı geldiğinde bu saygısızlık ve hadsizliklerin hesabı elbette sorulacaktır. Altından kalkamayacakları böyle bir tavrın içine girenleri akıllarını başkalarını almaları noktasında uyarıyoruz: ” Oynadıkları ateş kendilerini yakacaktır."
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.