SAVAŞA KARŞI BARIŞ SAVUNULSUN
SAVAŞA KARŞI BARIŞ SAVUNULSUN
Eğitim-sen Gölcük Baş temsilcisi Alp Kuzey Yılmaz; Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Gönüdür. Bu gün, dünyanın neresinde olursa olsun kadınlara uygulanan sömürü ve baskıya karşı mücadeleyi yükseltme amacını taşımaktadır dedi.
Eğitim-sen Gölcük Baş temsilcisi Alp Kuzey Yılmaz; Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Gönüdür. Bu gün, dünyanın neresinde olursa olsun kadınlara uygulanan sömürü ve baskıya karşı mücadeleyi yükseltme amacını taşımaktadır dedi.
8 Mart Dünya kadınlar günü kapsamında Eğitim-sen Gölcük Baş Temsilcisi Alp Kuzey Yılmaz ve yönetimi ile birlikte Gölcük Vehbi Koç Ford Otosan Kültür Merkezinde toplumsal cinsiyet ve kadına yönelik şiddet paneli düzenledi. Panele çok sayıda öğretmenler eşleri ile birlikte katılım sağladılar. Toplantıda açıklama yapan Eğitim-sen Gölcük Baş temsilcisi Alp Kuzey Yılmaz şunları söyledi. Eğitim-sen Gölcük Baş temsilcisi Alp Kuzey Yılmaz; “Bugün, 8 Mart. 1857-de eşit işe eşit ücret, insanca bir yaşam ve 8 saatlik işgünü talebiyle canlan pahasına mücadele ederken ABD’li Panababalan tarafından diri diri yakılarak katledilen 129 kadın tekstil işçisinin kanıyla kazanılmış gündür. Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Gönüdür. Bu gün, dünyanın neresinde olursa olsun kadınlara uygulanan sömürü ve baskıya karşı mücadeleyi yükseltme amacını taşımaktadır. Ülkemizde kadın sorunu adı ile tartışılan AK Parti iktidarı ile desteklenen tam bir erkek zihniyeti sorunu vardır. Kadına yönelik şiddet ve hak ihlalleri raporunu açıklayan İnsan Haklan Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Kadın Hakları Komisyonu, 2014 yılında erkeklerin saldırısı sonucu 296 kadın öldürüldüğünü, 776 kadın yaralandığım, 39 kadın intihar ettiğini; yılın ilk iki ayında ise 52 kadının öldürüldüğünü, 55 kadının yaralandığını, 9 kadının ise tecavüze uğradığını belirtmekte.
AK Parti'nin iktidara geldiğinden bu yana kaptıklarım ve söylediklerini bir hatırlayalım
Kayıt altına alınmayan şiddet, tecavüz, taciz ve cinayetler de göz önünde bulundurulduğunda, AK Parti'nin Yeni Türkiye'si kadınlar için adeta kâbuslar ülkesi. Toplumun bütününe yönelen AK Parti şiddeti, konu kadınlar olduğunda misliyle artıyor, boyut kazanıyor ve derinleşiyor. Öyle ki, kadının adına dahi tahammül edilemediğinden Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığının adı değiştirildi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı oldu. AK Parti'nin iktidara geldiğinden bu yana kaptıklarım ve söylediklerini bir hatırlayalım. Çıkardığı yasalarla kadınların en mahremlerine kadar girme cesaretini gösteren AK Parti iktidarı, kürtaj yasağı, tecavüzcüsüyle evlenme, 3 çocuk isteği gibi akla mantığa sığmayan tasarılarıyla, Ortaçağa gerici düzenlerini bu kez de kadın bedeni üzerinden hayata geçirmeye çalıştılar.
Ak parti bakan ve başbakanın açıklamalarında yer aldıkları sözler
Yine hükümetin içerisinde yer alan bazı İsimlerin yaptığı akıl almaz açıklamalarından birkaçını sıralayacak olursak, Kadına şiddet abartılıyor, Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum, Kürtajı cinayet olarak görüyorum (Recep Tayyip Erdoğan) Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek" (Maliye Bakam Mehmet Şimşek) Biz kadınların asli görevi kocalarımızı mutlu etmektir. Çok eşlilik yasal olsun(Belediye Aile Danışmanı Sibel Üresin) açıklamalarıdır. 12 yıllık iktidarları boyunca kadınlarla ilgili tüm açıklamalarında cinsiyetçi bir dil kullanan AK Parti iktidarının son söylemlerden biri de Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Kadın iffetli olacak herkesin içinde kahkaha atmayacak, sözleri oldu. Yine aynı zihniyet ürünü Sosyal Doku Vakti Başkanı Nurettin Yıldız 6 yaşında bir kız çocuğu 25 yaşında erkek çocuğu ile Evlenebilir. 10 yaşında. 7 yaşında, 6 yaşında nikâha engel bir durum yoktur dedi.
Kadının haklarını elde etmesi, büyük ölçüde toplumu rahatlatacak ve özgürleştirecektir
Furkan Vakfı Kurucusu Alparslan Kuytul Annen de olsa, diz kapağının üstü tahrik etler, İslam gerçeği konuşuyor, Sözlerini sarf etti. Sadece bu söylemleriyle de kalmadılar. AK Parti, iktidarı süresince kadına yönelik şiddetle mücadele edemediği gibi istatistiklere göre kadına yönelik şiddette yüzde 1400 artış olduğu görülüyor. Hükümetin ürettiği tüm politikalar ve buna bağlı olarak çıkarılan yasaların tamamının fikri alt yapısını kadın erkek eşit değildir ve kadının asıl yeri aile içidir, evidir anlayışı oluşturmaktadır. Sonuç olarak denilebilir ki kadınların kendi cinsiyet kimlikleri üzerinden yürüttükleri hak mücadelesi aynı zamanda, bir insan haklan mücadelesi ve demokrasi mücadelesidir. Zira bir birey ve insan olarak kadının haklarını elde etmesi, büyük ölçüde toplumu rahatlatacak ve özgürleştirecektir. Bu sebeple özgür toplum olmadan kadının özgürleşmesi sağlanamayacağı gibi, kadın özgürleşmeden bir toplumun özgürleşmesi mümkün değildir.
Savaşa karşı barışın savunulmasını istiyoruz
Kadınlar kendi yaşamları, emekleri ve bedenleri üzerinde söz. Yetki ve karar hakkına sahip olmak için mücadele ettikçe, örgütlendikçe özgürleşeceklerdir. Ailede, sokakta, iş yerinde, okulda erkek egemen sisteme karşı mücadelemiz devanı ediyor. Bu bağlamda Taleplerimiz: 8 Mart’ın tatil edilmesi, Kadını aile içerisinde tanımlayan değil, kadını birey olarak kabul eden Kadın özgürlükçü düzenlemeler, Tam Zamanlı. Kadrolu ve Eşit Haklarla Çalışmak, Doğum İzni Değil Ebeveyn İzni, Şiddetin her türüne karşı İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerinin yerine getirilmesi, Eşitlikçi, demokratik, özgürlükçü ve parasız, bilimsel, laik, anadilinde eğitim, Sokaklarda katledilmemize neden olacak İç Güvenlik Paketi ne karşı ses çıkarmak, Savaşa karşı barışın savunulmasını istiyoruz” dedi. Ardından sonra Eğitim- sen Kocaeli Şubesinden Pınar Kazancı, Ford Otosan Vehbi Koç kültür merkezinde toplumsal cinsiyet ve kadına yönelik şiddet paneli verdi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.