LASTİK İŞ

CİNAYETİ NASIL İŞLEDİĞİNİ ANLATTI

Gölcük 20.09.2016 - 18:01, Güncelleme: 31.05.2021 - 18:15
 

CİNAYETİ NASIL İŞLEDİĞİNİ ANLATTI

2015 yılında Şirinköy Kalıcı Konutları’nda iki çocuk annesi sağır ve dilsiz Hacer Çeatindağ, boğazı kesilerek öldürülmüştü. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında Hacer Çetindağ’ı yasak ilişki yaşadığını öne süren Erdal Kaya’nın öldürdüğü belirlenmişti. Erdal Kaya, çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Cinayetle ilgili açılan davanın görülmesine bugün devam edildi. Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davaya tutuklu sanık Erdal Kaya, öldürülen Hacer Çetindağ’ın babası Şaban Deniz ile avukatlar katıldı.

  HEDİYE OLARAK ALDIM Dava sırasında öldürülen Hacer Çetindağ’ın babası Şaban Deniz, bir anda fenalaşmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Deniz’in beyin kanaması geçirdiği öğrenilmişti. Görülen davada tutuklu sanık Saniye Kaya’nın ifadesinin tercüman aracılığıyla alındığı mahkeme heyeti tarafından ifade edildi. Eşinin ifadesinin ardından söz alan tutuklu sanık Erdal Kaya, “Saniye'nin ifadesinde geçen ziynet eşyalarını olaydan önceki değişik zamanlarda hediye olarak ben aldım” dedi.   BOŞANMAMI İSTİYORDU Savunmasını sürdüren sanık Kaya, ayrıca şunları söyledi: “Maktul Hacer ile belirttiğim gibi aramızda duygusal bağ vardı. Maktul devamlı benimle birlikte olmayı, eşimden ayrılmamı istiyordu. Ancak ben eşimden ayrılmayı istemedim. Bu sebepten dolayı zaman zaman aramızda tartışmalar oluyordu. Hacer'in bu tavırlarından dolayı çok bunalmıştım. Doktora gidip ilaç kullanmaya başlamıştım. Yine bu tartışmalarımızdan birisinde Hacer ona hediye ettiğim altınları bana geri vermişti. Bu durum eşimle de tartışmamıza neden oluyordu.   EŞİMİ DARP ETTİM Bu olaydan önce Hacer ile görüşmemizde bana Selçuk'un kaybolan kredi kartlarından dolayı savcılığa şikayette bulunduğunu söyledi. Ben bu durumu serviste iken Selçuk'a sorduğumda bana ifade tutanağını gösterdi. Üzerimdeki baskıdan dolayı işimden de istifa etmek zorunda kaldım. Yine bu olaydan önce eşimin ailesi ve benim ailem evimize geldi. Bu konuyu konuştuk. Öncesinde yine ben bir tartışma sırasında psikolojim bozulduğundan eşimi dövmüştüm. Ailesi geldikten sonra onlar da yine bir tartışma sırasında eşimi darp ettiler.   YÜZÜMÜ TIRMALADI Bu olaydan sonra yine bir gün fatura yatırmak için evden çıktığımda Hacer'in annesi ile karşılaştım. Sonrasında ise evlerimiz yakın olduğundan evinin balkonunda Hacer'i gördüm. Benimle konuşmak istediğini söyledi. Ben önce gitmek istemedim, ısrar edince evine çıktım. İçeri girmedim, kapıda 5 dakika kadar konuştuk. Yine ona eşimden ayrılmak istemediğimi söyledim. O esnada Hacer bir anlık kızgınlıkla yüzümü tırmaladı. Yüzümde iz oluştu. Dönüşte tekrar Hacer'in annesini gördüm. Benimle konuşmak istedi ancak ben onunla konuşmayıp yoluma devam ettim.   BENİ ARAMA DEDİM Sonrasında annesi, Hacer'e benim yüzümdeki izler ile ilgili soru sorunca Hacer konuşmak için beni çağırdı. Hacer'in evine gittim. Orada Hacer'in eşi ve annesi de vardı. Oradaki konuşmamız sırasında ben sizin yüzünüzden eşimle boşanma durumuna geldim diyerek bir sitemde bulundum. Sonrasında çalıştığım iş yerinde grev olduğu bir dönemde eşim ailesinin yanına gitmişti. Bende yalnız olduğumdan o dönem grev çadırında kalıyordum. O dönem Hacer'in telefonunu da telefonumdan silmiştim. Hacer eşimin evde olmadığını öğrendiğinden tekrar beni aramaya başlamıştı. Ben yine telefonda kendisine beni aramamasını söylemiştim.   ABLASI YAKALADI Yine geçtiğimiz yıl Kurban Bayramı’nda eşimle birlikte onun memleketi olan Edremit'e gitmiştik. Bayram sebebi ile Hacer ve eşi Selçuk'ta evlerine gitmişlerdi. Edremit'te iken yine Hacer beni telefonla aradı. Görüntülü olarak telefonla konuştuğumuz sırada Hacer'in ablası Hacer'e kiminle konuştuğunu ve ne konuştuğunu sordu. Bu sebepten dolayı Hacer ve ablası arasında tartışma oldu. Ben bunu görüntülü konuştuğumuzdan telefonda gördüm. Sonradan Hacer bana bu olaydan bahsettiğinde bende ona ‘Ablan haklı, senin yüzünden bu olaylar oluyor, beni arama diye’ söyledim.   HAMİLE OLDUĞUNU SÖYLEDİ Bayramı geçirdikten sonra tek başıma İzmit'e döndüm. Döndükten sonra tekrar Hacer beni aradı. Ben iş kurumuna gitmiştim. Ailesi ile birlikte Konak Hastanesi’ne gittiğini söyledi. Bir süre sonra tekrar arayarak kendisinde bir hastalık tespit edildiğini söyleyerek konuşmak istediğini söyledi. Bende evime gelme diyerek balkona çıktım. Bana benden hamile olduğunu söyledi. Ben kendisine inanmadım. Bu görüşmemizden birkaç gün sonra iş bulmak için Sakarya'ya Toyota fabrikasına gitmiştim.   YAKMAK İSTEDİM AMA O gün yine Hacer beni aradı. Aynı gün eşi Selçuk'ta beni aradı ve yemeğe davet etti. Sonrasında ben davetlerini kabul ettim. Olayın ardından ölmek istedim, yapamadım. Çakmak gazını yerde yatan Hacer’in üzerine döktüm. Öncesinde de Hacer'in üzerini örtmüştüm. Daha sonra çakmak gazını döktüm ancak yakmayı düşünmeme rağmen yakmadım. O esnada kendimi de öldürmek istemiştim. Çorabım, ellerim ve duvarlar kan olmuştu. Çorabımı çıkararak olay yerinde bıraktım. Yatak odasının kapısı kapalıydı, kapıyı açıp odadan çıktım. Çocukları merak etmiştim. Odalarına gidip baktığımda uyuduklarını gördüm. Ellerimi yıkadıktan sonra dış kapıyı da açık bırakarak evden çıktım. Sonra yürüyerek eve gittim.   EŞİ BENİ ARADI Polise kendim haber vermek istedim ancak işitme engelli olduğumdan ihbarda bulunamadım. Evden çıkarken Hacer'in telefonunu yanıma almıştım. Telefonu açmaya çalıştım. Şifresi olduğundan ve açamadığımdan çok sinirlendim. Telefonu pense ile kırdım. Bakkala sigara almaya gittim, o esnada Selçuk beni aradı. Önce açmadım. Sonra tekrar arayınca açtım. Molada olduğunu söyledi, ben ona Hacer'i öldürdüğümü söylemedim. Kırdığım telefonları 2 ayrı çöp konteynerine attım. Sonra eve gittim. Saniye'yi aradım. Onunla konuştuk.   OLAY YERİ TEMİZLENMİŞTİ Ertesi sabah Selçuk beni aradı. Hacer öldü diye sürekli ağlıyordu. Gelmemi istedi. Evlerine gittim. Olay yeri kalabalıktı. Ben olayın hemen sonrasında kanlı elimle duvara dokunmuştum, yerde kan lekeleri vardı. Çorabımda kan olduğundan çıkarıp orada bırakmıştım. Yine çakmak gazını da orada bırakmıştım. Ertesi sabah gittiğimde bunların hiçbiri yerlerinde yoktu ve olay yeri temizlenmişti.”   İNCELEME YAPTILAR Mahkeme heyeti olayın nasıl gerçekleştirdiğinin detaylı olarak anlatmasını istediğinde ise sanık şunları dile getirdi: “Ben maktulün evine gittiğimde dışarıdan odanın içerisini gördüm. Her ne kadar bizi içeri almadılarsa da ben kapıdan içerisini görebiliyordum. Odasının kapısının önünde polis bekliyordu fakat içerisi gözüküyordu. Ben bu hususları ilk ifademde de söylemiştim ancak muhtemelen tercüme hatasından dolayı tutanağa geçmemiş olabilir. Polis bana Hacer'in telefonunun ne olduğunu, hangi marka olduğunu, bir gün önce ne yaptığımı sordu. Savcı polisle birlikte gelerek benim evime gelerek inceleme yaptı.   TEK BAŞIMA YAPTIM Evde yalnızca Hacer'in anahtarını buldular. 3-4 ay öncesinde Hacer bize gelmişti, o zaman unuttu, bende geri vermeyi unutmuştum. Psikolojik tedavisi gördüğümden bu tür unutkanlığım mevcuttu. Ben soruşturma aşamasında ve önceki duruşmalarda işitme ve konuşma engelli olduğum için konuşulanları, yapılan işlemleri tam olarak anlayamadım. Ancak bu celse kendimi daha rahat ifade etme imkanı buldum. Bu olayı ben tek başıma gerçekleştirdim.”   SABAH EVE GELDİM Mahkemede ayrıca öldürülen Hacer Çetindağ’ın ağabeyi Cemalettin Deniz de ifade verdi. Ağabey Deniz, “Sanığın savunmasında ileri sürdüğü hususlar doğru değildir. Kardeşime ziynet eşyası aldığını kabul etmiyorum. Kardeşimin küpeleri, 14-15 yaşından beri taktığı küpelerdir. Sanığın ifadesinde çeşitli çelişkiler mevcuttur” dedi. Eşi öldürülen Selçuk Çetindağ ise ifadesinde şunları söylerdi: “Sabah 6 da işten çıkarak eve geldim. Geldiğimde kapı kilitliydi. Anahtarım ile kapıyı açtım. Büyük çocuğum yanıma gelerek kardeşinin ağladığını söyledi. Bunun üzerine odaya gittiğimde bebeğin çok ağladığını ve gözlerinin şiştiğini gördüm.   ODA DAĞINIK DEĞİLDİ Hacer’e bakmak için yatak odasına gittiğimde kapının açık olduğunu ve Hacer'in gözünün açık olduğunu gördüm. Yatak odasının halısının üzerinde ve yatağın kenarında kan gördüm. Olay yerinde kendimize ait olmayan hiçbir eşya görmedim. Ayrıca odada herhangi bir dağınıklıkta görmedim. Sadece yatak biraz dağınıktı. Çakmak, çakmak gazı, çorap gibi şeyleri hiç görmedim. Eşimin kullandığı küpeler evlendiğimizde de vardı. Kolyeyi Hacer'in babası aldı.”   CEZAİ EHLİYETİ VAR MI? Sanık avukatı ise müvekkilinin olay gecesi psikiyatri ilaç kullanıp akabinde alkol aldığını da ifade etmiş olmasını da dikkate alınarak ceza ehliyetinin tespitini talep ettiklerini söyledi. Mahkeme, sanık ve tanıkların ifadelerinin ardından kararını açıkladı. Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, sanığın gördüğü tedavilerle ilgili dosyaların istenmesine, cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespitine karar vererek duruşmayı 10 Kasım saat 11.00’e ertelendi.
2015 yılında Şirinköy Kalıcı Konutları’nda iki çocuk annesi sağır ve dilsiz Hacer Çeatindağ, boğazı kesilerek öldürülmüştü. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında Hacer Çetindağ’ı yasak ilişki yaşadığını öne süren Erdal Kaya’nın öldürdüğü belirlenmişti. Erdal Kaya, çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Cinayetle ilgili açılan davanın görülmesine bugün devam edildi. Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davaya tutuklu sanık Erdal Kaya, öldürülen Hacer Çetindağ’ın babası Şaban Deniz ile avukatlar katıldı.

 
HEDİYE OLARAK ALDIM
Dava sırasında öldürülen Hacer Çetindağ’ın babası Şaban Deniz, bir anda fenalaşmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Deniz’in beyin kanaması geçirdiği öğrenilmişti. Görülen davada tutuklu sanık Saniye Kaya’nın ifadesinin tercüman aracılığıyla alındığı mahkeme heyeti tarafından ifade edildi. Eşinin ifadesinin ardından söz alan tutuklu sanık Erdal Kaya, “Saniye'nin ifadesinde geçen ziynet eşyalarını olaydan önceki değişik zamanlarda hediye olarak ben aldım” dedi.
 
BOŞANMAMI İSTİYORDU
Savunmasını sürdüren sanık Kaya, ayrıca şunları söyledi: “Maktul Hacer ile belirttiğim gibi aramızda duygusal bağ vardı. Maktul devamlı benimle birlikte olmayı, eşimden ayrılmamı istiyordu. Ancak ben eşimden ayrılmayı istemedim. Bu sebepten dolayı zaman zaman aramızda tartışmalar oluyordu. Hacer'in bu tavırlarından dolayı çok bunalmıştım. Doktora gidip ilaç kullanmaya başlamıştım. Yine bu tartışmalarımızdan birisinde Hacer ona hediye ettiğim altınları bana geri vermişti. Bu durum eşimle de tartışmamıza neden oluyordu.
 
EŞİMİ DARP ETTİM
Bu olaydan önce Hacer ile görüşmemizde bana Selçuk'un kaybolan kredi kartlarından dolayı savcılığa şikayette bulunduğunu söyledi. Ben bu durumu serviste iken Selçuk'a sorduğumda bana ifade tutanağını gösterdi. Üzerimdeki baskıdan dolayı işimden de istifa etmek zorunda kaldım. Yine bu olaydan önce eşimin ailesi ve benim ailem evimize geldi. Bu konuyu konuştuk. Öncesinde yine ben bir tartışma sırasında psikolojim bozulduğundan eşimi dövmüştüm. Ailesi geldikten sonra onlar da yine bir tartışma sırasında eşimi darp ettiler.
 
YÜZÜMÜ TIRMALADI
Bu olaydan sonra yine bir gün fatura yatırmak için evden çıktığımda Hacer'in annesi ile karşılaştım. Sonrasında ise evlerimiz yakın olduğundan evinin balkonunda Hacer'i gördüm. Benimle konuşmak istediğini söyledi. Ben önce gitmek istemedim, ısrar edince evine çıktım. İçeri girmedim, kapıda 5 dakika kadar konuştuk. Yine ona eşimden ayrılmak istemediğimi söyledim. O esnada Hacer bir anlık kızgınlıkla yüzümü tırmaladı. Yüzümde iz oluştu. Dönüşte tekrar Hacer'in annesini gördüm. Benimle konuşmak istedi ancak ben onunla konuşmayıp yoluma devam ettim.
 
BENİ ARAMA DEDİM
Sonrasında annesi, Hacer'e benim yüzümdeki izler ile ilgili soru sorunca Hacer konuşmak için beni çağırdı. Hacer'in evine gittim. Orada Hacer'in eşi ve annesi de vardı. Oradaki konuşmamız sırasında ben sizin yüzünüzden eşimle boşanma durumuna geldim diyerek bir sitemde bulundum. Sonrasında çalıştığım iş yerinde grev olduğu bir dönemde eşim ailesinin yanına gitmişti. Bende yalnız olduğumdan o dönem grev çadırında kalıyordum. O dönem Hacer'in telefonunu da telefonumdan silmiştim. Hacer eşimin evde olmadığını öğrendiğinden tekrar beni aramaya başlamıştı. Ben yine telefonda kendisine beni aramamasını söylemiştim.
 
ABLASI YAKALADI
Yine geçtiğimiz yıl Kurban Bayramı’nda eşimle birlikte onun memleketi olan Edremit'e gitmiştik. Bayram sebebi ile Hacer ve eşi Selçuk'ta evlerine gitmişlerdi. Edremit'te iken yine Hacer beni telefonla aradı. Görüntülü olarak telefonla konuştuğumuz sırada Hacer'in ablası Hacer'e kiminle konuştuğunu ve ne konuştuğunu sordu. Bu sebepten dolayı Hacer ve ablası arasında tartışma oldu. Ben bunu görüntülü konuştuğumuzdan telefonda gördüm. Sonradan Hacer bana bu olaydan bahsettiğinde bende ona ‘Ablan haklı, senin yüzünden bu olaylar oluyor, beni arama diye’ söyledim.
 
HAMİLE OLDUĞUNU SÖYLEDİ
Bayramı geçirdikten sonra tek başıma İzmit'e döndüm. Döndükten sonra tekrar Hacer beni aradı. Ben iş kurumuna gitmiştim. Ailesi ile birlikte Konak Hastanesi’ne gittiğini söyledi. Bir süre sonra tekrar arayarak kendisinde bir hastalık tespit edildiğini söyleyerek konuşmak istediğini söyledi. Bende evime gelme diyerek balkona çıktım. Bana benden hamile olduğunu söyledi. Ben kendisine inanmadım. Bu görüşmemizden birkaç gün sonra iş bulmak için Sakarya'ya Toyota fabrikasına gitmiştim.
 
YAKMAK İSTEDİM AMA
O gün yine Hacer beni aradı. Aynı gün eşi Selçuk'ta beni aradı ve yemeğe davet etti. Sonrasında ben davetlerini kabul ettim. Olayın ardından ölmek istedim, yapamadım. Çakmak gazını yerde yatan Hacer’in üzerine döktüm. Öncesinde de Hacer'in üzerini örtmüştüm. Daha sonra çakmak gazını döktüm ancak yakmayı düşünmeme rağmen yakmadım. O esnada kendimi de öldürmek istemiştim. Çorabım, ellerim ve duvarlar kan olmuştu. Çorabımı çıkararak olay yerinde bıraktım. Yatak odasının kapısı kapalıydı, kapıyı açıp odadan çıktım. Çocukları merak etmiştim. Odalarına gidip baktığımda uyuduklarını gördüm. Ellerimi yıkadıktan sonra dış kapıyı da açık bırakarak evden çıktım. Sonra yürüyerek eve gittim.
 
EŞİ BENİ ARADI
Polise kendim haber vermek istedim ancak işitme engelli olduğumdan ihbarda bulunamadım. Evden çıkarken Hacer'in telefonunu yanıma almıştım. Telefonu açmaya çalıştım. Şifresi olduğundan ve açamadığımdan çok sinirlendim. Telefonu pense ile kırdım. Bakkala sigara almaya gittim, o esnada Selçuk beni aradı. Önce açmadım. Sonra tekrar arayınca açtım. Molada olduğunu söyledi, ben ona Hacer'i öldürdüğümü söylemedim. Kırdığım telefonları 2 ayrı çöp konteynerine attım. Sonra eve gittim. Saniye'yi aradım. Onunla konuştuk.
 
OLAY YERİ TEMİZLENMİŞTİ
Ertesi sabah Selçuk beni aradı. Hacer öldü diye sürekli ağlıyordu. Gelmemi istedi. Evlerine gittim. Olay yeri kalabalıktı. Ben olayın hemen sonrasında kanlı elimle duvara dokunmuştum, yerde kan lekeleri vardı. Çorabımda kan olduğundan çıkarıp orada bırakmıştım. Yine çakmak gazını da orada bırakmıştım. Ertesi sabah gittiğimde bunların hiçbiri yerlerinde yoktu ve olay yeri temizlenmişti.”
 
İNCELEME YAPTILAR
Mahkeme heyeti olayın nasıl gerçekleştirdiğinin detaylı olarak anlatmasını istediğinde ise sanık şunları dile getirdi: “Ben maktulün evine gittiğimde dışarıdan odanın içerisini gördüm. Her ne kadar bizi içeri almadılarsa da ben kapıdan içerisini görebiliyordum. Odasının kapısının önünde polis bekliyordu fakat içerisi gözüküyordu. Ben bu hususları ilk ifademde de söylemiştim ancak muhtemelen tercüme hatasından dolayı tutanağa geçmemiş olabilir. Polis bana Hacer'in telefonunun ne olduğunu, hangi marka olduğunu, bir gün önce ne yaptığımı sordu. Savcı polisle birlikte gelerek benim evime gelerek inceleme yaptı.
 
TEK BAŞIMA YAPTIM
Evde yalnızca Hacer'in anahtarını buldular. 3-4 ay öncesinde Hacer bize gelmişti, o zaman unuttu, bende geri vermeyi unutmuştum. Psikolojik tedavisi gördüğümden bu tür unutkanlığım mevcuttu. Ben soruşturma aşamasında ve önceki duruşmalarda işitme ve konuşma engelli olduğum için konuşulanları, yapılan işlemleri tam olarak anlayamadım. Ancak bu celse kendimi daha rahat ifade etme imkanı buldum. Bu olayı ben tek başıma gerçekleştirdim.”
 
SABAH EVE GELDİM
Mahkemede ayrıca öldürülen Hacer Çetindağ’ın ağabeyi Cemalettin Deniz de ifade verdi. Ağabey Deniz, “Sanığın savunmasında ileri sürdüğü hususlar doğru değildir. Kardeşime ziynet eşyası aldığını kabul etmiyorum. Kardeşimin küpeleri, 14-15 yaşından beri taktığı küpelerdir. Sanığın ifadesinde çeşitli çelişkiler mevcuttur” dedi. Eşi öldürülen Selçuk Çetindağ ise ifadesinde şunları söylerdi: “Sabah 6 da işten çıkarak eve geldim. Geldiğimde kapı kilitliydi. Anahtarım ile kapıyı açtım. Büyük çocuğum yanıma gelerek kardeşinin ağladığını söyledi. Bunun üzerine odaya gittiğimde bebeğin çok ağladığını ve gözlerinin şiştiğini gördüm.
 
ODA DAĞINIK DEĞİLDİ
Hacer’e bakmak için yatak odasına gittiğimde kapının açık olduğunu ve Hacer'in gözünün açık olduğunu gördüm. Yatak odasının halısının üzerinde ve yatağın kenarında kan gördüm. Olay yerinde kendimize ait olmayan hiçbir eşya görmedim. Ayrıca odada herhangi bir dağınıklıkta görmedim. Sadece yatak biraz dağınıktı. Çakmak, çakmak gazı, çorap gibi şeyleri hiç görmedim. Eşimin kullandığı küpeler evlendiğimizde de vardı. Kolyeyi Hacer'in babası aldı.”
 
CEZAİ EHLİYETİ VAR MI?
Sanık avukatı ise müvekkilinin olay gecesi psikiyatri ilaç kullanıp akabinde alkol aldığını da ifade etmiş olmasını da dikkate alınarak ceza ehliyetinin tespitini talep ettiklerini söyledi. Mahkeme, sanık ve tanıkların ifadelerinin ardından kararını açıkladı. Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, sanığın gördüğü tedavilerle ilgili dosyaların istenmesine, cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespitine karar vererek duruşmayı 10 Kasım saat 11.00’e ertelendi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.