AKAR; YERLİ VE MİLLİ OLMAK SÖZLE DEĞİL İCRAATLA OLUR

CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, TELEKOM için iktidarı uyardı ve “Toplam borcu şu anda 24 milyar 593 milyon TL olup, borcun toplam varlıklara oranı yüzde 46'dan yüzde 84'e çıkmış. Yine, borcun sermayeye olan oranı ise yüzde 539'lara kadar yükselmiş. Kısacası, TELEKOM elimizden kayıyor arkadaşlar, tedbir alınmaz ise TÜRK TELEKOM'u kaybedeceğiz” dedi. Akar, “Türk Telekomünikasyon AŞ'nin özelleştirme sonrası durumu ve sorunlarının tespit edilmesi ile çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla” TBMM'ye verdiği araştırma önergesinin görüşmelerinde şöyle dedi:  'Vermiş olduğumuz grup önerisi, TÜRK TELEKOM'a ait bir Meclis araştırma komisyonunun kurulmasıyla ilgili. Niye ihtiyaç duyuldu buna? Kısaca özetlemek istiyorum. TÜRK TELEKOM hepinizin bildiği çok stratejik bir kurum ve 'yerli ve millî' bir kurumdu. Yerli ve millînin tam örtüşeceği, üzerine oturacağı bir kurumdu. 2005 yılı öncesi özelleştirme sürecini konuşmayacağım. Yalnız 2005'te yine Hükûmetiniz tarafından alınmış bir kararla Katarlı bir firma Oger TELEKOM'a yüzde 55 hissesi satılarak özelleştirildi demeyeceğim, kiralandı diyeceğim. Niye kiralandı? Yirmi bir yıllığına kiralandı. Yirmi bir yıl sonra -yani 2005'ten hesaplarsanız- yaklaşık sekiz-dokuz yıl sonra bu kurum tekrar devlete devrolacak ve devletin bir kurumu olacak tüm hisseleriyle. Yüzde 55'i özelleştirildi. Bunun yüzde 25'i hazineye, yüzde 5'i Varlık Fonu'na, yüzde 15'i de halka arz edilmiş, halkın malı yüzde 15'i de. Yani tamamı, yüzde 45'i kamuya ait olan bir kurum bu kurum. Bu kurum gerçekten değerinin çok altında 6 milyar 550 milyon dolara özelleştirildi. Bu özelleştirme sözleşmesi veya kiralama sözleşmesinde.. Şimdi, burada 'yerli ve millîlik' edebiyatı yapan, sürekli konuşan arkadaşlara sesleniyorum: Size yerli ve millî bir kurumun kiralama veya özelleştirme sonucu ne hâle getirildiğini anlatmaya çalışıyorum. Çok övünerek bahsettiğiniz yerli ve millî arkadaşlar lütfen dinlesin.' dedi. VERGİ KIYAĞI 2005 yılında Türk Telekom'un özelleştirilmesi sonrası yapılan uygulamaların altını çizen Akar, Peki, bu şirketin ihalesinde sadece ve sadece düşük bedelli mi verildi? Hayır, hemen sonra, ihaleden sonra çok yaptığınız genel bir şeyi söyleyeyim- kurumlar vergisini yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşürdünüz ve sonuçta yıllık 400 milyon TL'lik bir avantaj sağladınız. Yine, abonelerden alınan sabit ücreti Danıştay'ın daha sonra iptal etmiş olmasına rağmen hâlen kesilmekte, yıllık 4,8 milyar TL kazanç sağlamaya devam ediyor. Yirmi bir yıl sonra elimize geçecek, tekrar bize dönecek olan bu şirket yani sekiz, dokuz yıl sonra geri dönecek bu şirket devlete ait binaları, gayrimenkulleri ve arsaları teminat gösteriyor, aynı zamanda satmaya devam ediyor. Buna izin veriyorsunuz. Yine, hisselerin bankalara teminat olarak verilmesine izin verdiğinizi ifade ediyorum. dedi. Akar son olarak Önergesine destek isteyerek şunları söyledi; 'Sonuç olarak da şunu söylemek istiyorum: Sermaye artışı yerine borçlanma tercih edilmiş, borç faizleri gider gösterilmesi nedeniyle 2005 yılında 812 milyon TL vergi 2017 yılında 342 milyon TL'ye düşmüş. Öz sermayesi 2005 yılında 7 milyar 690 milyonken 2017 yılında 4 milyar 555 milyona düşerek 3 milyar lira öz sermayesinden kaybetmiş. Toplam borcu şu anda 24 milyar 593 milyon TL olup, borcun toplam varlıklara oranı yüzde 46'dan yüzde 84'e çıkmış. Yine, borcun sermayeye olan oranı ise yüzde 539'lara kadar yükselmiş. Kısacası, TELEKOM elimizden kayıyor arkadaşlar, tedbir alınmaz ise TÜRK TELEKOM'u kaybedeceğiz diyorum… TÜRK TELEKOM belki sekiz dokuz yıl sonra geri dönecek ama elinde bir şey kalmayabilir. Bu da hepimizin zararı demektir, vatanın, milletin zararı demektir.”dedi.