“ İMREN’İ DURDURMAMIZ LAZIM HERKESE SİLAH ÇEKİYOR”
“ İMREN’İ DURDURMAMIZ LAZIM HERKESE SİLAH ÇEKİYOR”
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 15'i firari 90 sanığın yargılandığı davada, sanıklar esasa ilişkin savunma yapıyor.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 15'i firari 90 sanığın yargılandığı davada, sanıklar esasa ilişkin savunma yapıyor.
kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar ve sanık yakınları katıldı. Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına avukat Ömer Furkan Yayla da duruşmada hazır bulundu. Duruşmada, "anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" suçundan hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanıklardan eski Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Albay Muharrem Aslan, esasa ilişkin savunmasına devam etti. Aslan, 15 Temmuz darbe girişimi akşamı eski Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'in çağırması üzerine üsse gittiğini ve Birlik Emniyet Planı'nı uyguladığını söyledi. Dönemin Gölcük İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Faruk Keskin'in tanık ifadesinde, kendisini telefonla aradığını ve ulaşamadığını söylediğini anlatan Aslan, "Kapıda görevli bir uzman çavuş, emniyet müdürüne benim meşgul olduğumu ve görüşemeyeceğimi söylemiş. Oysa Kapı 2'de görevli uzman çavuş rütbesinde kimse yoktu. Bana böyle bir talep olsaydı mutlaka iletilirdi. Bana emniyet müdürünün aradığına dair bir bilgi gelmedi." diye konuştu.
Darbe girişiminin başarısız olması üzerine 16 Temmuz sabahı Keskin'e, "Beceremedik abi" dediği yönündeki iddiaları da kabul etmediğini söyleyen Aslan, "Herkesin yanımızda olduğu bir ortamda benim böyle bir söz söylemem mümkün değildir. Yine Keskin ifadesinde, 'Uğur Binbaşı'dan öğrendiğime göre gece Muharrem Aslan Merkez Komutanlığı'ndaymış. Orayı o yönetiyormuş' demiş. Uğur Binbaşı dediği Albay Uğur Çelikten değil, Güvenlik Tabur Komutanı Uğur Ergün'dür. Uğur Binbaşı o gece Çanakkale'den Gölcük'e geliyordu. Kendisine sorduğumda Mustafa müdürle hiç konuşmadığını söyledi." şeklinde konuştu.
Emirlerini dinlemediği gerekçesiyle tutuklu sanık Hayrettin İmren tarafından gözaltına altına alınıp, nezarete kapattığı Yüzbaşı Gökhan Cingi'nin ifadesinde, Uğur Çelikten Albay'ın kendisine 'Hayrettin İmren'i durdurmamız lazım, herkese silah çekiyor.' dediğinde, kendisinin başını sallayarak onayladığını söylediğini aktaran Aslan, "Ben Hayrettin İmren yanlısı olsaydım, Uğur Albay'ın bu söylemine karşı çıkardım ve aramızda münakaşa olurdu." dedi. Eski TCSG 19 Botu Komutanı Üsteğmen tutuksuz sanık G.K'nin beyanlarını şaşkınlıkla karşıladığını ifade eden Muharrem Aslan, "SG 19 bot personelini biz misafir ettik. Kendilerine yiyecek ve çay ikramında bulunduk. Tutuklu değillerdi. Gitmek isteseler onları engelleyecek kimse yoktu." diye konuştu.
Sanık avukatı Bülent Kırdar ise müvekkilinin hiçbir zaman darbe yanlısı olmadığını savunarak, "Hayrettin İmren, garnizon komutanı olarak yetkilerini kullanmış, tek başına harekete geçerek cebir ve şiddet kullanmıştır. Müvekkilimin FETÖ/PDY üyesi olmasından bahsedilmesi mümkün değildir. Dosyada bu konuda hiçbir delil yoktur. Müvekkilimin beraatini ve tahliyesini talep ediyoruz." ifadelerini kullandı.Mahkeme heyeti, diğer sanıkların esasa ilişkin savunmalarını yapmaları için duruşmaya yarına erteledi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince TCK'nın 309/1,3713 sayılı yasanın 5/1, 5237 sayılı yasanın 58/9, 53, 63 maddeleri gereğince "ağırlaştırılmış müebbet hapis" cezası verilen, Kocaeli'de işlendiği iddia edilen aynı tarihteki "Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" eylemlerinden sanığın tüm eylemleri 5237 sayılı TCK'nun 309 kapsamında olduğundan, CMK 223/7 gereğince açılan davanın reddine, hakkındaki evrakın gereğinin takdir ve ifası için Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/1 esas sayılı dosyasına gönderilmesi" istenen tutuklu sanık eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan, savunma yaptı.
Yarayan, FETÖ'cü ve darbeci olmadığını, ByLock kullanmadığını ve suçsuz olduğunu öne sürdü.
Deniz Kuvvetleri Komutanı ve üst düzey rütbelilerin sahil güvenlik VİP botunun hazırlaması ve Cengiz Topel Deniz Hava Ana Üs Komutanlıgˆına inen SG uçağının kaldırılması için verilen emirlerin hiyerarşik yapı takip edilerek ve koruma mevzuatına uygun olduğunu söyledi.
SG-19 botuna kimlerin bineceğinden haberinin olmadığını ileri süren Yarayan, "Bana askeri heyetin taşınacağını söyledi. Bu botun sonra da Gölcük'teki Donanma Komutanlığı'na gittiğinden haberim yok. VİP botu ile daha önce çok sayıda üst düzey askeri heyet taşıdık. Bu emir kanunlara uygun bir emir olduğu için şüphe etmedim." diye konuştu.
Cengiz Topel Deniz Hava Ana Üs Komutanlıgˆı'na inen SG uçağının, hava sahasının kapatılmış ve uçuş yasağının olmasına karşın, kalkışı için girişimlerde bulunduğu yönündeki iddiaları kabul etmeyen sanık Yarayan, bütün görevlendirme emirlerinin darbe girişiminin ortaya çıkışından önce verildiğini savundu.
Yarayan, banka hesap hareketliliği incelendiğinde, o gün 1 milyon liralık işlem yapabilecek durumdayken 1 liralık bir hareketliliğin olmamasının, FETÖ ile bir bağının olmadığını gösterdiğini ifade etti.
Sıkıyönetim direktifindeki görevlendirme listesinde adının olmasının kendisi dışında gelişen bir olay olduğunu öne süren Yarayan, "Benden habersiz ismimin listeye yazılmasından dolayı suçlanmam mümkün değildir. Darbe girişimini destekleyecek hiçbir faaliyetim olmamıştır. Ankara'daki davada bana ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi ama diğer sanıklara müebbet verildi. Ben suçsuzum. Tüm yönleriyle beraatimi talep ediyorum." şeklinde konuştu.
Duruşma, diğer sanıkların esasa ilişkin savunmalarıyla devam ediyor.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.