MUHTEŞEM FENER ALAYI
MUHTEŞEM FENER ALAYI
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Türküye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) ve Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Gölcük şubeleri, geçtiğimiz akşam 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla, Değirmendere Çınarlık Meydanı’ndan başlayarak sahildeki amfi tiyatroda sona eren bir fener alayı düzenledi.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Türküye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) ve Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Gölcük şubeleri, geçtiğimiz akşam 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla, Değirmendere Çınarlık Meydanı’ndan başlayarak sahildeki amfi tiyatroda sona eren bir fener alayı düzenledi.
Yürüyüşe CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, CHP İlçe Başkanı İsmet İşeri ve yönetimi, ADD Gölcük Şubesi Başkanı Hilal Ardıçer ve yönetimi, TEMAD Gölcük Şubesi yönetimi, TESUD Gölcük Şubesi Başkanı Metin Akyol ve yönetimi, sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri ile çok sayıda vatandaş katılım gösterdi.
Başkan Ardıçer, konuşmasında “19 Mayıs 1919’da başlatılan Kurtuluş Savaşı’yla istilacı düşman ordusuna üst üste darbeler vuruldu. Ancak yurdumuz içerisinde ilerleyen düşmanın vatanın bağrından atılabilmesi için kesin sonuçlu bir hareket gerekmekteydi. Türk ordusu düşmana kesin darbeyi 30 Ağustos’ta vurdu. O gün düşmanın 5 tümeni (yaklaşık 47 bin kişi) ordumuzca kuşatılmış ve çıkış yolları kapatılmıştı. Başkumandan Atatürk, 30 Ağustos günü saat 14.00’da başlayan savaşı, Çalköy yakınındaki 11. tümen karargahı olan Zafertepe’den (Dumlupınar’dan) yönetti. Düşmanın bir bölümü imha edildi, bir bölümü teslim oldu. Kurtulanlar ise İzmir’e kaçmaya başladı. Başkomutan Atatürk, bozguna uğrayıp İzmir’e kaçan Yunan ordularının tekrar toparlanmasını önlemek için 1 Eylül 1922’de ‘Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri’ emrini verdi. Türk orduları İzmir’e girdi, 18 Eylül’de Anadolu’da Yunan askeri kalmadı” dedi.
Sözlerine devam eden Başkan Ardıçer, “Büyük Taarruz, bir mevzi savaşı değil imha savaşıdır. Topyekün bir savaştır. Atatürk, Büyük Taarruz’da yenilmiş, dağıtılmış, silahları elinden alınmış, subayları esir edilmiş bir orduyu yeniden kurmuştur. Böylece emperyalist güçlerin işgalci ordularına karşı büyük bir zafer kazanılmıştır. Bu zafer, Anadolu’da sağlanan milli birlik ve beraberliğin mutlak bir sonucu olarak kazanılmıştır. Askeri bir deha olan Mustafa Kemal Atatürk tarafından her safhası tek tek düşünülerek kazanılan bu zafer, Türk ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir eserdir. Büyük Taarruz’u tarihte eşsiz kılan da budur. Falih Rıfkı Atay, büyük zaferden bahsederken şöyle demiş: Nemiz varsa ona borçluyuz. Bağımsız bir devlet kurmuşsak, bir vatandaş olmuşsak, şerefimizle dolaşıyorsak, yurdumuzu batının, vicdanımızı doğunun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zafer Bayramı’na borçluyuz” dedi.
Başkan Ardıçer, sözlerine son vererek “Atay bu sözlerinde çok haklıydı. Büyük Taarruz öncesinde düşman Ankara yakınlarına gelmişti. Eğer Büyük Taarruz’u kaybetseydik her şeyimizi, Anadolu’muzu, vatanımızı kaybedecektik. Büyük zafer tüm mazlum milletleri olduğu gibi dünya Müslümanlarını da coşturdu. Onların bağımsızlık savaşlarına bir nevi önder oldu. Aradan 96 yıl geçti, 2018 yılına geldik ve Atatürk’ü müfredattan sildik. Şunu unutmayalım: Bu gün, gökten zembille inmemiştir. Bugünün temelinde dün vardır. Bu zincire de tarih diyoruz. Bugünü doğru anlamanın tek yolu düne, yani tarihe bakmaktır. Ama doğru bakmaktır. Tarihe doğru bakmanın yolu ise belgeye ve doğru bilgiye dayanır. Beynimizi düncülükle, geçmişle uyuşturmayalım. Çünkü tarih biliminin amacı geçmişle uyuşturmak değil, geçmişle uyandırmaktır. Bu duygu düşüncelerle her yıl coşku ile kutlanması gereken 30 Ağustos Zafer Bayramı’nızı en içten dileklerimle kutluyorum” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.