HEMŞERİ OLMAK BÖYLE BİR ŞEY
HEMŞERİ OLMAK BÖYLE BİR ŞEY
Son aylarda İbni Haldun’un “Coğrafya Kaderdir “ sözü sıkça kullanılır oldu. Son derece yerinde bir söz. Herkesin yaşadığı coğrafya ya bir geliş hikâyesi var. Örneğin ben; yılın her mevsimi turist çeken, herkesin görmek için can attığı Nevşehir’den, anamı, babamı, sevdiklerimi geride bırakıp Gölcük’e getiren sebep nedir?
İşte bu sebebin adı kaderdir.
Kaderinizi, acı tatlı tüm hayatın gerçeklerini geldiğiniz coğrafyanızda yaşarsınız.
Siz isteseniz de, istemeseniz de, ya da birileri sizi buralı saysa da saymasa da artık siz yaşadığınız kente aitsiniz demektir. Bundan kaçışınız olamaz. Gördüğünüz rüyaların senaryosunu bile bu kentin mekânlarında yaşarsınız. Paranızı burada kazanıp, burada harcayan, esnafıyla, konu komşusuyla kaynaşan, çocuklarını, torunlarını yaşadığınız kentin yollarında gezdirip, parklarında sallayan sen, nerde dünyaya gelirse gel; yaşadığın şehre aitsin demektir.
Eskilerin dediği gibi “ insan doğduğu değil, doyduğu şehre aittir”
İnsanın ait olduğu şehri sevmesi, ona karşı aidiyet hissetmesi bir görev, bir sorumluluk, aynı zaman da vicdani bir yükümlülüktür. Çünkü okulunda, yolunda, hastanesinde, sosyal alanlarında, kırında, kahvesinde yaşayan, sevabınla, günahınla seni taşıyan bu kentin bir bireyinin ta kendisisin.
Kent yaşamında bireyin tanımı yerel yönetimler yasasının 13, Maddesi şöyle yapılıyor.
5393 sayılı yasa Madde 13:
“Herkes ikamet ettiği beldenin hemşerisidir. Hemşerilerin, belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliyetleri hakkında bilgilenme ve belediye idaresinin yardımlarından yararlanma hakları vardır. Yardımların insan onurunu zedelemeyecek koşullarda sunulması zorunludur. Belediye, hemşeriler arasında sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi ve kültürel değerlerin korunması konusunda gerekli çalışmaları yapar. Bu çalışmalarda üniversitelerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, sivil toplum kuruluşları ve uzman kişilerin katılımını sağlayacak önlemler alınır.”
Yasal açıdan bireysel haklarımız buysa elbette karşılığında kente dair ödevlerimiz de olacaktır. Yüce Peygamberimi z (S.A.V) “Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız, iman etmedikçe de cennete giremezsiniz.” Diyor. O halde; kentleri yönetenler ile kentlerin ahalisi karşılıklı saygı, sevgi ölçeğinde bu şehrin hemşerisi olarak yaşamak dini bir vecibeyse; sorunlara ortak çözümler üretmek ise insani bir vecibedir.
Gölcük, öteden beri insanının genel kültürü ve kent disiplini olarak belirgin özellikleri itibarıyla kendini ispatlamış. Bir çok konuda bir çok kente örnek olmuş Kocaeli’nin bir incisidir. Donanması, Tarihi değerleri, Gölcüksporu, yetiştirdiği önemli şahsiyetleri, mozaik yapısıyla hepimizin gönlünde apayrı bir yeri vardır.
Bu kente ait olma, bu kenti sevme duygularıyla, bu kenti yüceltmenin ortak amaç ve paydasında herkesin kendi üstüne düşeni yapacak bir şeylerinin olduğuna inanıyorum. Kendi dinamiği içinde kendi yolunu, rotasını çok rahat çizebilecek bir yerde yaşıyoruz, Yeter ki kıymetini bilelim. Yeter ki sorunun parçası olma yerine, çözümün bir parçası olma niyetinde olalım.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.