‘’FAYLARLA DEĞİL BİNALARLA İLGİLENMELİYİZ’’
‘’FAYLARLA DEĞİL BİNALARLA İLGİLENMELİYİZ’’
İNŞAAT Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi Başkanı Kahraman Bulut, 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen Kocaeli'de hala 29 ağır hasarlı binada insanların yaşamaya devam ettiğini belirterek, "Bizim faylarla değil, bundan sonra binalarla ilgilenmemiz gerekiyor" dedi.
İNŞAAT Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi Başkanı Kahraman Bulut, 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen Kocaeli'de hala 29 ağır hasarlı binada insanların yaşamaya devam ettiğini belirterek, "Bizim faylarla değil, bundan sonra binalarla ilgilenmemiz gerekiyor" dedi.
Elazığ'da meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremin ardından hasarlı binalar yine gündeme geldi. 17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremden sonra Kocaeli'de, hala ağır hasarlı olan binalarda insanların yaşıyor olması endişeye neden oluyor. Kent merkezinde bulunan bazı binaların yaklaşık 1 metre yana doğru eğilmiş olması dikkat çekiyor.
İnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi Başkanı Kahraman Bulut, 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin üzerinden geçen yıllara rağmen kent merkezi ve çevresinde ağır hasarlı binaların bulunduğunu söyledi. Kocaeli'de resmi kayıtlara göre şu anda 29 ağır hasarlı binanın bulunduğunu belirten Bulut, "Depremin üzerinden yaklaşık 21 yıl geçmesine rağmen maalesef Kocaeli'de hala 29 binamız ağır hasarlı olarak ayakta ve içinde insanlarımız yaşamaya devam ediyorlar. Bu binaların birçoğu İzmit kent merkezinde bulunuyor. İzmit kent merkezi, zemin olarak taşıma kapasitesi çok düşük bir zemine sahip. Nüfus yoğunluğunun çok yüksek olduğu bir bölge ve kat yüksekliği de çok fazla olduğu için ağırlıklı olarak İzmit kent merkezine yakın yerlerde bulunuyor bu hasarlı binalarımız. Bu sorunu öncelikle çözme görevi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yerel idarelere ait. Bu binaların yıkılması gerekiyor. İnsanların rezerv konut alanlarının oluşturulup bu alanlara taşınması ve akabinde bu binaların yıkılıp yerine yenilerinin yapılması gerekiyor. Yıkılması gereken binalara bir nevi makyaj gibi bir boyama, mantolama yapılıp bunların yapısal hasarlarının örtülmesi de doğru değil. İnsanlar yıkılması gereken binalara boşuna masraf yapmasınlar" dedi.
'500 BİNA HALA YIKILMADI, KARTAL'DAKİ GİBİ ANİDEN YIKIM YAŞANABİLİR'
Kocaeli'de yapı stoğunun teknik olarak tespitlerinin yapılması gerektiğini belirten Bulut, şöyle konuştu:
"2012 yılında, Kentsel Dönüşüm yasası çıktı. İlk çıktığında ciddi binasını yenilemek isteyenlere devlet teşvikler veriyordu. Maalesef ilerleyen süreçlerde bu teşviklerin büyük bir çoğunluğu kaldırıldı. 2012 yılından bu zamana kadar yaklaşık 5 bin tane binamız kentsel dönüşüm yasasından istifade ettiler. Bunların 4 bin 500 tanesinin yıkımı gerçekleşti ama hala 500 tanesinin riskli olduğu tespit edilmesine rağmen yıkılmadı, onların yıkılma sürecini de takip ediyoruz. İzmit kent merkezindeki binalarımızın durumu maalesef çok sıkıntılı. Zemin taşıma kapasitesi çok kötü ve bu binaları taşıyamayacak kapasitede. Kartal'daki Yeşilyurt binası gibi belki deprem bile olmaksızın burada aniden bir haberle şu bina yıkıldı diye duyacağız. Bu haberleri almamak için Kocaeli'de yapı stoğunun teknik olarak tespitlerinin yapılması ve bu yapıların sağlam mı, değil mi konusunun bilimsel olarak tespitinin yapılması ve ona göre de master planlarımızı yapmamız gerekiyor."
'BİZİM FAYLARLA DEĞİL BİNALARLA İLGİLENMEMİZ GEREKİYOR"
Bulut, 17 Ağustos 1999 depreminde, depremden kaynaklı sadece 1 kişinin öldüğünü diğer can kayıplarının ihmal ve insan kaynaklı sorunlardan yaşandığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yağmurların yağması, özellikle istinat duvarlarının arkasındaki topraklarda su miktarını artırdığı için duvarlara ilave bir yük oluşturmakta. O duvarlar da suyu tahliye edebilecek yeterli delik olmadığından ya da mühendislik hizmeti alınmadan yapıldığında böyle durumlar meydana gelebiliyor. Jeoloji ve jeofizik mühendisleri yer bilimcilerdir. Onlar da bilimin gerekliliklerini yerine getiriyorlar ama depremde özellikle can ve mal kayıpları binalarda meydana geldiği için bizim önceliğimiz depremin nasıl olduğu, fayların hangi şekilde olduğu değil, binalarımız olması gerekiyor. Binalarımızla ilgilenmemiz gerekiyor 1999 Gölcük depreminde, depremden kaynaklı sadece bir kişi öldü (Fay hattına düşüp ölen kişi) diğer büyük can ve mal kayıplarımız hasarlı binalarda meydana geldi. Bizim faylarla değil bundan sonra binalarla ilgilenmemiz gerekiyor. "
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.