Gölcük'te Nedim Adanur'u tanımayan neredeyse yoktur..Nüktedan kişiliği, yaşama hep pozitif bakması ile Gölcük'ün sevilen isimlerindendir Nedim Adanur..Adanur ve eşi, Korono virüsüne yakalanan ilk isimler Gölcük'ten..Yaşadıklarını Yeni Gölcük için yazan Adanur " Burdan hiç çıkamayacağımızı sandım." derken "Hastanelere düşmemek için ne olur herkes kurallara uysun ve iyi beslensin. Millette tavsiyem bu. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Sizlere kolaylıklar diliyorum."diyor..
Gölcük'te Nedim Adanur'u tanımayan neredeyse yoktur..Nüktedan kişiliği, yaşama hep pozitif bakması ile Gölcük'ün sevilen isimlerindendir Nedim Adanur..Adanur ve eşi, Korono virüsüne yakalanan ilk isimler Gölcük'ten..Yaşadıklarını Yeni Gölcük için yazan Adanur " Burdan hiç çıkamayacağımızı sandım." derken "Hastanelere düşmemek için ne olur herkes kurallara uysun ve iyi beslensin. Millette tavsiyem bu. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Sizlere kolaylıklar diliyorum."diyor..
Bizim süreç 12. Mart itibarıyla hafif soğuk algınlığıyla başladı.
Malum o zaman Çenedağ ve Saraylı'nın tepelerine aniden kar yağmış bem beyaz olmuştu Gözlemen Tepe de oturduğum için rahat bir şekilde görünüyordu, kısaca vücüdumuz biraz kırgındı.
SALONDAN KAPTIK !
Rahmetli ablamın oğlunun 14 Mart'ta İstanbul Bayrampaşada bir düğün salonunda nişan merasimi vardı. O zaman topluma açık bu mekanlar hala kapatılmamıştı. Dedim "Oğlum keşke bu zamanda böyle yerlerde bu merasimi yapmasaydınız erteleseydiniz yada aile içinde yapsaydınız". dedim "Dayı kız tarafına anlatmak zor nişanı onlar yapıyor"yanıtını verdi
Hanımla gitme taraftarı değildik fakat hanım " Yetim çocuk buraya kadar gelip davetiye verdi onu yalnız bırakmayalım çok kalmadan döneriz" dedi. "Peki "dedim o soğukta Bayrampaşa'da düğün salonuna araç park yerinden gidene kadar esen soğuk rüzgar zaten bizi tabiri caizse biçti.
Salona girdik.Yerin iki kat altında havalandırması sıfır, soğuk bir morgdan farkı olmayan bir mekan.Biz ayrı bir masada oturduk kimseyle de temas etmedik fakat sandalye ve masayla temas içindeydik.Hanım bir süre sonra lavaboya bir iki defa çıkıp indi ,meğer afedersiniz kusmuş. Benim doktor olan kızım ayakta ağrı kesici vermiş, indiler "Ben iyi değilim" dedi.."Bende kendimi iyi hissetmiyorum" dedim..İzin isteyip takımızı takıp ayrıldık.
KURU ÖKSÜRÜK BAŞLADI
Eve geldiğimizde kuru öksürük başladı ve dozunu her geçen dakika artırdı. Halsizlik ve iştahsızlık ta bu sürece dahil oldu. Üçüncü gün doktora gittik "Soğuk algınlığı var" dediler serum, ağrı kesici iğne haydi bakalım eve.
Bu durum üç gün devam etti. Kuru öksürük ve halsizlik dozu iyice arttı zatüre olacaz diye korktuk. Kızımız bizi derhal acil servise götürdü. Her ne kadar soğuk algınlığı dedilerse de kan tahlili ve film çekilmek istediğimizi söyledik. Sağolsunlar talebimizi yerine getirdiler.Sonuçlar çıkınca bize, "Yurt dışına çıktınız mı ?" diye sordular "hayır" dedik, "Şehir dışına çıktınız mı ?" diye de sorulunca "14 Mart'ta Bayrampaşa'da bir salonda nişan merasimine gittik ve sonrası bu yaşananlar" dedik.
Görevli doktor, " Büyük ihtimalle salondan virüs kapmışsınız" dedi...
KARANTİNAYA ALINDIK
Hemen bizi ayrı muayene odalarına alarak mavi izole kıyafetlerini giydirip boğazımızdan ve burnunuzun derinliklerinden salgı numuneleri alıp tüpe koyup labaratuara yollandılar. Apar topar bizi hemen üçüncü katta ayrılan odalara ayrı ayrı yerleştirdiler.
Hanım'ın odası kantinin arka bahçesine bakıyordu.Benim odam acil servise doğru, yangın merdiveninin yanında lavabodan bozma bir oda olsa gerek, tavana yakın üç tane küçük penceresi olan bir yerdi..Ne kuş uçtuğunu görürsün ne bir yeşil yaprak ne bir insan, tam beş gün geceli gündüzlü sanki ağırlaştırılmış hücre hapsindeyim.
"BURADAN CANLI ÇIKAMAYIZ" DEDİM
Telefonum olmasa günleri şaşıracağım. Ne akşam belli ne sabah.Kapıyı açamıyorsun, görevliler kızıyor. Orada inanın o virüs bizi öyle bir hale soktu ki hani çekilen sıkıntıyı anlatmak için Allah düşmanıma bile vermesin deriz ya. İnanın on kere öldük on kere Allah bizi diriltti. İnanın vasiyetimi bile o can havliyle yazıp çocuklarıma ve abimlere gönderdim.
Tabi bana kızdılar ama "Biz buradan canlı çıkamayız, kul hakkıyla ölmek istemiyorum diğer günahlarımızı Allah affeder" dedim.. "Bilgisayara atın bunları silinmesin elinizde birinci ağızdan bir belge olur" dedim.
İLK SONUÇLAR NEGATİFTİ !
Neyse sonuçlar önce negatif geldi sevindik. Bir daha örnek aldılar bir kaç gün sonra benim sonucum pozitif , hanımın pozitife yakın ağırlıklı negatife yakın çıktı..
Moralimiz iyice bozuldu telefonla artık hanımla helalleşip bir birimizi sık sık teselli ediyorduk..Adeta telefonumuzu kapatmıyoruz, son anlarımızda beraber olsun düşüncesiyle hareket ettik. Beni bir başka hasta ile birlikte Seka Devlet Hastanesine götürdüler. Hanım da ertesi gün SEKA'ya geldi. Burada git gide iyileşme sürecine girdik. Hanım sekiz gün önce çıktı, abim ve yengemde iki gün önce çıktılar.Benim durumumda iyi sadece biraz enfeksiyon var..Biraz da akciğerlerimde küçük bir leke oluşmuş onun için tedavi uyguluyorlar
Gölcük'te ki o koğuşun derhal hastalara kapatılması gerekir. Depo olarak kullanılmalı.
Hastanelere düşmemek için ne olur herkes kurallara uysun ve iyi beslensin. Millette tavsiyem bu. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Sizlere kolaylıklar diliyorum.
Selamlar
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.