GÜREL ''GÖLCÜK’TE 241 ESNAFIMIZ, İŞYERİNİ KAPATTI''

Başkan Gürel, yaptığı açıklamada “Covid-19 salgını, aşıların da yapılmaya başlanması ve gerekli tedbirlerin ciddi anlamda alınmasıyla etkisini azaltmaya, vaka sayısındaki azalmayla göstermeye başlamıştı. Fakat son zamanlarda mutasyona uğramış vaka sayısında görülmeye başlayan artışlar, yeni bir paniğe de yol açtı. Bununla birlikte vatandaşlarımız, artık neyle savaşacağını şaşırdı. Çünkü salgın hastalıkla birlikte ekonomik kaygı ve sıkıntı, işsizliğin artması, vatandaşlarımızın psikolojisini iyice bozmuştur. Bununla birlikte vatandaşlarımız, sosyal hayatlarından da uzaklaşmaya başlamıştır. Bütün bu yaşananların ışığında ekonomik sıkıntılar, küçük esnafımızı da derinden etkilemeye, canlarını yakmaya son hızıyla devam etmektedir” dedi.  ‘GÖLCÜK’TE 241 ESNAFIMIZ, İŞYERİNİ KAPATTI’ Sözlerine devam eden Başkan Gürel, “Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı, Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu Başkanı ve beraberindekilere ‘Bazı dostlar diyorlar ki dükkanlar kapanıyor, şirketler kapanıyor. Kapanan falan yok. Her şey ortada. Birileri buralardan nemalanmak istiyor’ dedi. Ama gerçeklerden kaçılmaz. Cumhurbaşkanı’na ya yanlış bilgi veriyorlar ya da milletimizi avutmaya çalışıyorlar. Rakamlar yalan söylemez. TOBB verilerine göre Türkiye genelinde 2020 yılında kapanan iş yerleri yüzde 26,74 artışla 24 bin 136’ya yükselmiş, yine aynı dönemde yüzde 16,44 artışla 15 bin 366 şirket ile 583 kooperatif kapandı. 14 bin 304 şirket ile 397 kooperatif tasfiye edildi. Peki bunlar nedir? TOBB’un kandırmacaları mı? Gelelim ilçemize. Salgının başladığı 1 Mart 2020 ile 31 Aralık 2020 tarihleri arasında sadece Gölcük Esnaf Odası’na kayıtlı 241 esnafımız, işyerini kapattı. Buna diğer odalara kayıtlı esnafımız dahil değildir. Ayrıca faaliyetlerini 31 Aralık 2020 tarihinde sonlandıran ve kayıtlarını sildirmeyen esnafımız da dahil değildir” dedi.  ‘BİRÇOK ESNAFIMIZ DESTEKTEN FAYDALANAMADI’ Başkan Gürel, açıklamasının devamında, “Biz en baştan beri hep söyledik, söylemeye de devam edeceğiz. Ta ki her şey düzelene kadar. Çünkü bütün esnaflarımız, salgından olumsuz etkilenmiş ve bu yüzden geleceklerini net görememektedir. En büyük korku, gelecek kaygısı olmuştur. Salgının etkisini sürdürmesi, tekrar bazı meslek gruplarının faaliyetlerinin durdurulması ve bunun yanında açık olan iş yerlerinin de eski iş potansiyellerine ulaşamaması, ekonominin en önemli ayağı olan esnafımızı bitme noktasına getirmiştir. Esnafımız ayakta duramazsa ülke ekonomisi de tökezler. Bu yüzden esnafımızı ayağa kaldıracak, gerçek anlamda olumlu etkileyecek destek paketleri açıklanması gerekir. Öyle bin TL gelir kaybı ve 500 - 750 TL kira yardımıyla bu iş olmaz. Kaldı ki gerçek manada vergisiyle ekonomiye katkı sunan birçok esnafımız, bu destekten bile faydalanamamıştır. Burada bile ayrımcılık yapılmıştır” dedi.  ‘TÜM ESNAFA DESTEK VERİLMELİ’ Açıklamasına devam eden Gürel, “Eğer gerçek manada destek paketi açıklanacaksa ayrım yapılmaksızın bütün kiracı esnafımıza kira desteği verilmeli. Elektrik, doğalgaz ve su gibi zaruri giderlerde en azından bir yıl süreyle yüzde 50’ye varan indirimler uygulanmalı ve normalleşene kadar alınmamalı. SGK ve Bağ-Kur ödemeleri normalleşme sürecine kadar alınmamalı, yapılandırması yapılmasına rağmen bu şartlarda ödenmesi çok zor olan kamu alacakları bir kereye mahsus silinerek af getirilmeli. Esnafın tamamına koşulsuz ve minimum evrak ile faizsiz ve bir yıl ödemesiz kredi verilmelidir. Bu sayede de kendini toparlayan esnaf, faaliyetleriyle vergilerini de rahat ödeyecek, ekonomiye de katkıda bulunacaktır. Ulaşım sektöründe faaliyet gösteren esnafımıza da akaryakıtta KDV ve ÖTV indirimi uygulanmalı. Bu sayede vatandaşın ulaşım maliyetleri de azalacaktır. Gerçek manada esnafımıza sicil affı da getirilmelidir. Zorunlu kapatılan esnafımızın da faaliyetlerinin tekrar başlayacağı takvimi belirlemelidir. Bu sayede esnafın canlanması demek, ekonomik sıkıntıların da aşılmasına fayda gösterecek, herkesin geleceğe umutla bakması sağlanacaktır” dedi.   ‘LOKANTALARA GETİRİLEN YASAK TEKRAR ELE ALINMALI’ Gürel, “Eğer bunları yapmak için kaynak yok derseniz, onu da sağlamak hükümetin görevidir. Mesela, müşteri garantisi verilen şehir hastanelerine, otoyol ve tünellere garanti ödemelerini iptal edin, bu yerler faaliyetleri ile para kazansın. Hazine de kalan bu para Türkiye genelindeki esnafa harcasın. Bir de lokantalara getirilen yasağın, acilen tekrar ele alınması gerekir. Sadece paket servisi ile satış yapmakla olmaz. Çünkü karnı acıkan vatandaşlarımız, o anda gidecek yerleri yoksa, aldıkları yiyecekleri parklarda bank üzerinde yemekte, hem sağlıksız koşullarda karnını doyurmakta hem de çevreye kötü görüntü vermektedir. Bunun en güzel örneğini ilçemizdeki Anıtpark’ta görebilirsiniz. Bunun yerine lokantalardaki masa ve sandalye sayısını yarıya çektirin. Böylece insanlarımız da rahat ve sağlıklı bir şekilde karınlarını doyurmuş olurlar” dedi.  ‘ESKİ SANAYİ ALANINDA ÇARŞAMBA PAZARI KURULMALI’ Başkan Gürel, sözlerini sürdürdü: “Kentsel dönüşüm kapsamında 1. etap olarak yapımı planlanan Gölcük Yeni Sanayi Sitesi inşaatının bitmesi ile eski sanayi sitesindeki esnaflarımızın yeni yerlerine 1 Ocak 2019 tarihi itibarıyla taşınma süreci tamamlanmış ve eski sanayi sitesinin yıkımına başlanmıştır. Sonrasında Belediye Başkanı, bu alan için yap-işlet- devret modeli ile AVM, otel ve rezidans yapımını planlayarak yatırımcı aramaya başlamıştır. Böyle bir yatırımın Gölcük'ümüze ayrı bir değer ve imaj katacak olmasından hepimiz heyecanlanmış ve beklemeye başlamıştık.  Ancak aradan 2 yıl geçmesine rağmen herhangi bir yatırımcı bulunamamıştır. Dolayısıyla yaklaşık 40 bin metrekarelik alan öyle atıl ve boş durumda kalmıştır. Şimdiler de adeta tır parkına dönmüştür. Tabi bu alanda planlanan tesislerin yapılması, ülkemizin şu an içinde bulunduğu salgın hastalık ve ekonomik sıkıntılarla boğuştuğu böyle şartlarda yatırımcı da bulunması zor gözükmektedir. Keşke bulunabilse de ilçemizin gelişmesine ve vizyon kazanmasına imkan sağlansa, bizler de destek olsak. Madem burası için yatırımcı bulunamıyor, bu alan böyle atıl ve karanlık kalacağına yatırımcı bulunana kadar geçici de olsa gerekli düzenlemeler yapılıp cadde ve sokak aralarında sağlıksız bir şekilde kurulan Çarşamba pazarına ev sahipliği neden yapılmıyor? Bu sayede hem pazara bir düzen gelir hem de Çarşamba günlerinde bu alandaki trafik sıkışıklığı giderilmiş olur. Hatta bu alanda normalleşme sürecinden itibaren panayır ve hemşeri derneklerimizin yöresel tanıtım etkinlikleri de yapılabilir” dedi.