İSLAMİYETİ YAŞAMAK İÇİN TÜRKİYE'YE GELDİ
İSLAMİYETİ YAŞAMAK İÇİN TÜRKİYE'YE GELDİ
Çin’in baskı ve asimilasyon politikasından kaçan Uygur Türkü olan aile, İslamiyet’i özgürce yaşayabilmek için Türkiye’ye geldi. Tesettüründen vazgeçmeyen anne, ailesinin geçimini sağlamak ve borçlarını ödeyebilmek için el emeği ürünlerini satıyor.
Çin’in baskı ve asimilasyon politikasından kaçan Uygur Türkü olan aile, İslamiyet’i özgürce yaşayabilmek için Türkiye’ye geldi. Tesettüründen vazgeçmeyen anne, ailesinin geçimini sağlamak ve borçlarını ödeyebilmek için el emeği ürünlerini satıyor.
(İHA) - Kazakistan’da yaşayan Uygur Türkü Mukhabbat Tursynova (37), Çin'in baskısı sebebiyle ülkelerinde özgürce İslamiyet’i yaşayamadıkları için ailesiyle birlikte Türkiye’ye taşınma kararı aldı. Tesettüründen vazgeçmeyen Tursynova, dini nikahlı eşi Alekper Gurbanov (36) ve 17 yaşındaki oğlu Amir Khuzhamberdiev ile birlikte 2 yıl önce Kocaeli’nin Körfez ilçesinde ev tuttu.
Geçtiğimiz yıl Alekper Gurbanov’un korona virüse yakalanması, Mukhabbat Tursynova’nın da doğum yapması sebebiyle ailenin geçim sıkıntısı başladı. Genç çiftin 10 aylık erkek bebeği Hamzat Gurbanov ise sağ kulağı kapalı dünyaya geldi. Sigortaları da olmayan çift, tedavi gördükleri hastanelere borçlandı. Korona virüs vücudunda çeşitli rahatsızlıklara sebep olan Alekper Gurbanov ise yaklaşık 6 aydır çalışamıyor. Ailesinin geçimini tek başına üstlenen Mukhabbat Tursynova ise evde el emeği ile ördüğü örgüleri, sosyal medyadan satıyor.
"Tesettürümü çıkarmamı istediler"
Türkiye’yi çok sevdiğini söyleyen Mukhabbat Tursynova, Kazakistan’daki Çin zulmünden kaçtıklarını belirterek, "Benden tesettürümü çıkarmamı istediler, ’giyme’ dediler. Ben de İslamiyet’i yaşamak için Türkiye’ye geldim, burada zulüm yok" dedi. Eşinin geçtiğimiz aylarda korona virüse yakalandığını, 20 gün hastanede tedavi gördüğünü kaydeden Tursynova, 10 aylık bebeği Hamzat’ın da sağ kulağı kapalı doğduğunu dile getirdi. Tursynova, "Oğlumun kulağının ameliyatla açılması gerekiyor. Sigortamız olmadığı için doğum masrafı olarak bana yaklaşık 20 bin TL, eşimin tedavisi için de yaklaşık 15 bin TL borç yazıldı. Eşim korona virüsten sonra 1 buçuk ay iyi oldu, sonrasında kötüleşti. 6 aydır hasta şekilde yatıyor. Hastaneye gittiğimizde doktor kanda sıkıntı olduğunu, böbreklerde sıkıntı olduğunu söyledi. Korona virüs sebebiyle vücudunun çeşitli yerleri zarar görmüş" diye konuştu.
"Örgü yapıp satıyorum"
Uygur Türkü Mukhabbat Tursynova, ailesinin geçimini sağlamak için el işi örgü yaptığını kaydederek, "Kocam maalesef çalışamıyor. 2 çocuğum var. 17 yaşındaki oğlum yaşından dolayı işe giremiyor, 18 yaşında olması gerekiyor. Ama ben örgü yapıyorum evde, satıyorum. Sosyal medya gruplarından satıyorum" ifadelerini kullandı.
Tursynova, sağ kulağı kapalı olan bebeğinin ameliyat olması gerektiğini vurgulayarak, tedavi masraflarının karşılanmasını talep etti.
"Çalışmak istiyorum"
Çalışmak istediğini fakat 18 yaşında olmadığı için iş bulamadığını söyleyen Amir Khuzhamberdiev ise "Üvey babam yaklaşık 6-7 ay önce korona virüse yakalandı. Yaklaşık 1 ay hastanede tedavi gördü. Sigortası olmadığı için hastanelerden çok fatura geldi. Annem de geçimimizi sağlamak amacıyla örgü yapıyor ama yine de fazla bir kazancı olmuyor. Faturaları ödemek çok zor" şeklinde konuştu.
Khuzhamberdiev, Müslüman oldukları için Kazakistan’da sıkıntı yaşadıklarını da belirterek, "Kazakistan’da Çin zulmü vardı. Dinimizden dolayı buraya taşındık. Türkiye’de İslamiyet’i kolay yaşayabiliyoruz" dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.