OKUL REDDİ VE OKUL FOBİSİ
OKUL REDDİ VE OKUL FOBİSİ
Okul, bireylerin akademik, sosyal, duygusal ve diğer birçok alanda beceri geliştirdiği, hayatımızda oldukça önemli yeri olan kurumlardır.
Okul, bireylerin akademik, sosyal, duygusal ve diğer birçok alanda beceri geliştirdiği, hayatımızda oldukça önemli yeri olan kurumlardır.
Okula başlayacak çocukların alıştığı kendisini güvende hissettiği aile ortamından ayrılma becerisini geliştirebilmesi gerekmektedir. Çocuklar ve ebeveynler için heyecan verici olması beklenen bu süreç, bazı çocukların okula gitmekte zorlanması ile sıkıntılı bir süreç haline dönüşebilir.
Yeni eğitim öğretim döneminin başlaması nedeniyle ebeveynlere bazı hatırlatmalarda bulunan Kocaeli Şehir Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Uğur Sarı, “okul reddi ve okul fobisi” konularında ise velilere dikkatli olmaları tavsiyesinde bulundu.
“Okul reddini” sıklıkla çocuğun herhangi bir nedenle okula gitmeyi reddetmesi olarak tanımlayan Dr. Sarı, okul reddinin sebeplerinden birisi olan okul fobisini ise; çocuğun kaygı, korku gibi duygusal nedenlerden dolayı okula gitmekte zorluk çekmesi, bütün gün okulda kalmayı reddetmesi ve bir dizi psikolojik ve/veya fiziksel belirtiyle bu durumu yansıtması olarak belirtti. Çocuğun, duygusal nedenlerden dolayı iki haftadan fazla süre ile okula gitmemesi ya da okula gitmesine rağmen yoğun ruhsal sıkıntı yaşaması durumunda okul fobisinden bahsedebileceğini söyleyen Sarı, okula ilgi duymama veya otorite ile çatıştığı için okula gitmeyen durumları ise “okuldan kaçma” olarak belirtti.
Yapılan araştırmalarda çocukların %1 ila 2’sinin okul reddi yaşadığına dikkat çeken Uz. Dr. Uğur Sarı okul reddinin nedenlerini ise şöyle sıraladı:
“Okul reddi denildiğinde ilk aklan gelen kaygı bozuklukları olmakta, kaygı bozuklukları içerisinde ise özellikle “Ayrılma Kaygısı Bozukluğu” ve “Okul fobisi (özgül fobi)” ani başlayan okul reddinin yaygın sebebleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun dışında; yaygın kaygı bozukluğu, panik bozukluk, agorafobi, major depresif bozukluk, obsesif kompulsif bozukluk, uyum bozukluğu, sosyal fobi, karşıt olma karşı gelme bozukluğu, davranım bozukluğu, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), öğrenme güçlükleri ve dil konuşma bozuklukları en önemli okul reddi sebepleri olarak sayılabilir. Okul reddi olan çocukların ebeveynlerinde de ruhsal bozuklukları görülebildiği ve ebeveynlerdeki ruhsal bozuklukların okul reddi sürecine olumsuz etkisi de bilinmektedir. Bu nedenle ebeveyn ruh sağlığına yönelik müdahaleler de tedavide önem arz etmektedir.”
Konu hakkındaki bilgilendirmelerini sürdüren Dr. Sarı, “Hastalıkların yanında bazı etkenlerin okul reddini başlatabildiği, arttırabildiği ve sürdürebildiği bilinmektedir. Çocuğun hastalık, kaza ve amelyat ya da başka nedenlerle okuldan uzak kalması, okul/sınıf geçişleri ve değişiklikleri, sevilen bir okuldan/arkadaştan ayrılma, arkadaş/yakın/evcil hayvan kaybı, akran zorbalığı, okulda/evde fiziksel veya duygusal istismara maruz kalma, akademik açıdan zorlanma, aile içi çatışma, boşanma, kardeş doğumu, ebeveyn kaybı ve diğer bir çok etken okul reddinde sıklıkla görülmektedir” dedi.
Dr. Uğur Sarı, okul reddinin belirtilerini ise şöyle sıraladı:
Okulla ilgili belirsiz şikayetler ve okula gitmeye isteksizlik, okulla ilgili konularda yoğun duygusal stres yaşama, okula gitmeyi reddetme, servis, otobüs ya da arabaya binmekte güçlük, okul bahçesine binasına ya da sınıfa girmede güçlük, okula gitse bile tüm gün okulda kalmakta ciddi zorluk çekme, eve dönmek isteme. Okul saatlerinde ebeveynlere yakın olmayı isteme, evde kalmayı tercih etme, sık sık mazeretler üretme. Okulu hatırlatan durumlarda, okula gitme saatinde veya öncesinde duygusal sıkıntı ve kaygı kaynaklı; baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, baş dönmesi, terleme, çarpıntı, göğüs ağrısı, nefes darlığı, panik benzeri belirtiler, uykusuzluk gibi belirtiler gösterme. Okula gitmek için zorlandıklarında ağlama, kaçınma, agresyon, öfke patlaması, kendisine ve etrafa zarar verme.
Tanı ve tedavi yolları hakkında da bilgiler veren Dr. Sarı,
“Okula gitmeme bir tür kaçınma davranışı olduğundan, çocuk okula gitmediği müddetçe korkularının gerçekçi olmadığını öğrenemeyecek ve çocuğun okula gitmediği gün sayısı ne kadar artarsa okula geri dönmek bir o kadar zor olacaktır. Çocuğun bir an önce okula başlaması hedeflenmeli, okula göndermeme ya da okulu ertelemenin okul reddini kalıcı hale getirebileceği ve tedaviyi zorlaştırabileceği bilinmelidir. Ailenin ve okulun desteği ile tam olarak düzelmeyen ya da uzun süren durumlarda, vakit kaybetmeden tanı ve tedavi için bir çocuk ve ergen psikiyatristine başvurmaları önem arzetmektedir. Okul reddi olgularının çok az bir kısmının profesyonel bir müdahale olmadan düzelebildiği bilinmekte birlikte, çoğu olguda hızlıca hem terapötik hem de medikal müdahaleleri içeren profesyonel bir yardım gerekmektedir.” dedi.
Uz. Dr. Uğur Sarı, okul reddi ve okul fobisine nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda ise şunları kaydetti:
Okul reddinin altında yatan psikiyatrik bozukluklar, çoklu stres etkenleri ile ebeveyn, okul ve çocukla ilişkili değişkenler göz önünde bulundurulduğunda, her çocuk ve aile için çocuk ve ergen psikiyatristi tarafından özel bir tedavi planı çizilmeli ve süreç mutlaka okul ile koordineli olarak ilerletilmelidir. Okul ve ailenin tedavinin önemli birer ayağı olduğu, uygun yöntemlerin aile, öğretmenler ve okul yönetimi tarafından doğru anlaşılması ve uygulanması gerekliliği unutulmamalıdır.
Okuldan ne zaman ve kim tarafından alınacağı, nerede buluşulacağı konularını öncesinde çocuğunuzla net bir şekilde konuşulmalı, söylenildiği gibi yapmaya özen gösterilmeli ve çocuk asla kandırılmamalıdır. Süreçte ebeveynlerin kendi kaygılarını doğru yönetmeleri önemlidir. Bazı durumlarda çocuklar hafif kaygılı ya da rahat olsalar bile aileler çocuklardan daha kaygılı olabilir ve okula başlama süreci olumsuz etkilenebilir. Eğer ebeveynler rahat olamıyor ve doğru tutum sergilemiyorlarsa bu konuda yardım almaları gerekir. Çocuğun kaygıları ile baş etmesine yardım etmeye çalışırken çocuğun her istediğini yapmak ya da uygunsuz ödüllendirmelerde bulunmaktan da kaçınılmalıdır.
Okul tarafından çocuğun özel durumu anlatılmalı ve mutlaka tedavi ekibi ile koordineli şekilde ilgili alıştırma basamakları ilerletilmelidir. Korkulan durumla çocuğu birden maruz bırakmak yerine güven ilişkisi içerisinde ufak adımlarla gidilmesi uyum sürecini kolaylaştıracaktır. Süreç içerisinde çocuğun okul korkusunu yenebilmesi için okul ortamında cesaretlendirici, olumlu deneyimler yaşaması önerilir. Cesaretli davranışlarına yönelik olumlu geri bildirim vermek, korktuğu durumlarda olumsuz yorumlardan kaçınmak gerekir. Ayrıca çocuğun motivasyonlarının arttırılması fayda sağlayacaktır.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.