SAADET PARTİSİ İLÇE YÖNETİMİ MİLLİ GAZETE’NİN 50. YILINI KUTLADI
SAADET PARTİSİ İLÇE YÖNETİMİ MİLLİ GAZETE’NİN 50. YILINI KUTLADI
Saadet Partisi İlçe Yönetimi Milli Gazete’nin 50. Kuruluş yıldönümü münasebetiyle Adnan Menderes İş Merkezi’nin arka kısmında açtıkları stant ile Gazetenin tanıtımını yaptılar.
Saadet Partisi İlçe Yönetimi Milli Gazete’nin 50. Kuruluş yıldönümü münasebetiyle Adnan Menderes İş Merkezi’nin arka kısmında açtıkları stant ile Gazetenin tanıtımını yaptılar.
İlçe yönetiminden yoğun katılım oldu
Gerçekleştirilen programa Saadet Partisi İlçe Başkanı Mustafa Özsoy, Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Taygun Palak, İlçe Müfettişi Bülent Yıldız, Sosyal İşler Başkanı Fatih Tekinok, İdari İşler Amiri Hüseyin Tapanoğlu, Mali İşler Başkanı Murat Öner, Saadet Partisi İlçe Kadın Kolları Başkanı Şükrüye Bilgili, Teşkilat Başkanı Kamile Andıç, Tanıtma Başkanı Saime Boz, Eğitim Başkanı Hayriye Aydıner ve üyeler katılım sağladı.
Vatandaşlara ücretsiz olarak Milli Gazete dağıtıldı
Saadet Partisi il ve ilçe yönetimleri tarafından eş zamanlı yapılan programda vatandaşlara ücretsiz olarak Milli Gazete dağıtıldı. 50. Kuruluş yıldönümünün kutlandığı Milli Gazete’nin daha öncesinde abone üzerine yapılan satışların artık bayiler üzerinden yapılacağı vatandaşlara bunun bilgisi verildi.
“Bugün Türkiye’de basınımızın en temel sorunu haber yapma özgürlüğünün kısıtlanmasıdır”
Milli Gazete’nin kuruluşun 50. Yıldönümü münasebetiyle yapılan etkinlikte basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını Saadet Partisi İl Gençlik Kolları Yönetiminden Dilruba Aktürk okudu. Aktürk katılımcıları selamladıktan sonra yaptığı açıklamada, “İnsan, çevresinde ve dünyada olup bitenleri öğrenmek ve öğrendiklerini veya düşündüklerini başkalarına duyurmak ihtiyacındadır. Bu ihtiyaç az veya çok her insanın doğasında vardır. Bu ihtiyacın giderilmesi için girişilen çeşitli teşebbüsler sonunda bugün basın-yayın dediğimiz ve toplumun dördüncü kuvveti saydığımız “görsel yazılı basını kapsayan medya” doğmuştur.Tarihten gelen süreç içerisinde baktığımızda, toplumların bilgilendirilmesinde, reaksiyon göstermesinde basının önemli bir rolü vardır. Bu reaksiyon gerek iktidara, gerekse muhalif olanlara yönelebilir. Burada önemli olan basının büyük kitleler üzerindeki etkisidir.Bugün Türkiye’de basınımızın en temel sorunu haber yapma özgürlüğünün kısıtlanmasıdır.2022 verilerine göre Türkiye basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 149. sıradadır. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nin 2022 yılı verilerine göre 180 ülkenin 8’inde özgürlük durumu “iyi”, 40’ında “tatmin edici”, 62’sinde “sorunlu”, Türkiye’nin de aralarında olduğu 42 ülkede “kötü”, 28 ülkede ise “çok kötü” kategorisinde bulunuyor. Maalesef Türkiye basın özgürlüğünde kötü ülkeler kategorisinde bulunmaktadır. Medyamız politik baskılarla ve medya mensuplarımız olumsuz çalışma koşullarıyla mücadele ederken, kâr amaçlı medya içerikleri ise toplumumuzun ahlaki yapısına dinamit koymaktadır. Medya aracılığı ile yürütülen küresel algı eğilimleri; öncelikle kapitalist bir mantalite ile işletildiği için insanları tüketime odaklamaktadır. İkincisi, ahlak dışı unsurları sürekli gündem yaparak normalleşmesini sağlamakta ve kültürel kodları ahlaki ve dini değerleri ortadan kaldırmaktadır. Üçüncüsü, psikolojik argümanlarla insanların özgür iradelerini ipotek altına alarak siyasi ve ideolojik eğilimlerine bilinçli olarak müdahale edilerek toplum mühendisliği yapılmaktadır.
Saadet Partisi olarak ise hedefimiz halkımızın tarafsız, özgür ve doğru bilgiye ulaşması ve iletişim hakkını özgürce ve istediği şekilde kullanabilmesi için basın ve medya sektörünü hâkimiyeti altına alan baskı mekanizmalarından arındırmak ve Türk medyasının her kesimden vatandaşımıza temiz içerikler sunmasını garanti altına almaktır” dedi.
“Millî Gazete, Batı kalıpları içinde bir düşünce tarzı yerine, yerli ve millî olanı benimsemiştir”
Konuşmasının devamında Aktürk, “Bizler Saadet Partisi Kadın Kolları olarak;Basın özgürlüğünü güvence altına alacak, basının özgür bir şekilde görev yapacağı güvenli ve elverişli bir ortam, Cumhurbaşkanı ya da bakanların uçaklarının sadece birkaç imtiyazlı gazeteciye değil, tüm gazetecilere açık hale geldiği,Medyanın tüketim ve kar odaklı bir şekilde ahlaki yozlaşmayı artırmasına izin verilmediği,Medyanın reyting uğruna kamu yararını hiçe sayan yayınlar yapmasının önüne geçerek reytinglerini toplum yararının önüne koyan bütün yayın kuruluşlarının dikkatle denetlendiği, özellikle dizilerin, gündüz kuşağı programlarının ve yarışma içeriklerinin denetlenmesinin artırılarak, toplumsal yozlaşmaya sebebiyet veren yayınlara son verdiği bir düzen için çalışıyoruz.Bugün burada toplanmamızın bir başka sebebi ise ülkemizdeki bu zor şartlar altında çalışmaya gayret eden kendi kelimelerimizi, kendi yerli ve milli kavramlarımızı, kendi terimlerimizi, kadim değerlerimizden beslenen dili kullanan Millî Gazetemizdir.’
‘12 Ocak’ta bu mutluluğu ve heyecanı yeniden yaşatma ve yeşertme olarak görüyoruz’
‘Millî Gazete, Batı kalıpları içinde bir düşünce tarzı yerine, yerli ve millî olanı benimsemiştir. Bu doğrultuda “Hak geldi batıl zail oldu” düsturunu benimseyerek diğer basın kuruluşlarını etkilemiş, birçok medya kuruluşu Millî Gazeteyi dikkate alarak yayıncılık yapmak durumunda kalmıştır.51 yıl değil de asırlara varabilecek köklü yayıncılık anlayışı olan Milli Gazete, asırları temsil edebilecek bir yayın ilkesiyle varlığını bugüne kadar getirmiş ve halen bu yürüyüşe devam etmektedir. Bu anlamda 12 Ocak günü gazetecilik heyecanından ziyade doğru, ilkeli, dürüst haberciliği önceleyen hakkın temsilcisi olan bu gazetenin kuruluş günü bizim için bir bayram ve heyecan günüdür. 12 Ocak’ta bu mutluluğu ve heyecanı yeniden yaşatma ve yeşertme olarak görüyoruz. MİLLÎ Gazete’nin 1973’ten beri sürdürdüğü mücadele sonucunda insan hakları, inanç ve fikir özgürlüğü konusunda büyük mesafeler alınmış ve insanlar, kendi kavram ve terimleri ile düşünmeye, özgün hayat tarzımızı benimsemeye başlamıştır.’
‘Amerikancılığı, faizciliği Müslümanlara bir gereklilik olarak anlattılar’
Aktürk, son olarak, ‘Türkiye’de Milli Gazete hariç, muhafazakar Gazeteler Müslümanlığı doğru temsil edememektedir. Amerikancılığı, faizciliği Müslümanlara bir gereklilik olarak anlattılar. Birileri Amerika dedi birileri Rusya dedi ancak Milli Gazete bu millet için İslam Birliğini haykırmaya devam etti. ‘Geldi Batıl Zail oldu’ ayeti mucibince başlangıç yapmış ve 51 yıldır bu başlangıca sadakatsizlik yapmamıştır. Zor süreçler içinden geçerken savrulmadan, ilkeli gazetecilik anlayışından ödün vermeden yayın hayatını sürdürmüştür. Bu vesile ile bir kez daha Yarım asrı geride bırakan yayın hayatı süresince her daim hak, hakikat ve adaletten taraf olan Milli Gazete’nin kuruluş yıl dönümünü tebrik ediyor; bugüne kadar emeği geçenleri hayırla yâd ediyor ve Milli Gazete ailesine başarılar diliyoruz” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.