SAADET PARTİSİ “BİZİ AYNI TOPRAKLAR ÜZERİNDE PARAMPARÇA ETTİLER”
SAADET PARTİSİ “BİZİ AYNI TOPRAKLAR ÜZERİNDE PARAMPARÇA ETTİLER”
Saadet Partisi Gençlik Kolları Başkanı Recep Küçükateş ve yönetimi ilçe binasında iftar programı düzenledi.
Saadet Partisi Gençlik Kolları Başkanı Recep Küçükateş ve yönetimi ilçe binasında iftar programı düzenledi.
Saadet Partisi Gençlik Kollarıı Başkanı Recep Küçükateş iftar öncesi yaptığı açıklamada “Bizler aynı toprakların evlatları olmamıza rağmen bir türlü aynı ortamlara gelip dertleşemiyor, sevinçlerimizi ve üzüntülerimizi paylaşamıyoruz. Bizi aynı topraklar üzerinde paramparça ettiler. Peki neden? Bir araya gelemediğimizden dolayı. Farklı fikirlerimizi bir zenginlik olarak görüp ülkemizi, milletimizi, coğrafyamızı kalkındırabilecek bir düzen kuramadığımızdan dolayı. Irak, Suriye, Mısır, Libya gibi ülkeler gözümüzün önünde iken, kendi iç birliğini sağlayamayan ülkelerin ne hale getirildiğini hep birlikte görüyoruz. Bu ülkelerde yaşanan kaosun ülkemizde de olmaması için bu tip birlikteliklere, fikir alışverişlerine her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız olduğuna inanıyoruz.” şeklinde konuştu.
AKLISELİM OLMALIYIZ
Toplumun en asli unsuru olan gençliğin aklıselimle hareket etmesinin mecburi olduğunu vurgulayan Küçükateş, Ateş kapıya kadar dayanmışken hangi partiden ve düşünceden olursa olsun hep birlikte ülkeye sahip çıkmak gerektiğini bildirdi. Particilik olsun diye bu çalışmaları yapmadıklarını ve sloganik cümle kurmak için konuşmadığını dile getiren Recep Küçükateş,"Kavga üreten, kaos üreten, insanlarımızı aç, fakir, işsiz bırakan, gençlerimizi ahlaken, manen çökerten ve bizleri adım adım uçuruma doğru götüren bu sistemi değiştirip, yerine adil düzeni tesis etmeliyiz." dedi.
KİMSE ÖLMESİN
Devletin en asli görevinin vatandaşın can emniyetini temin etmek olduğuna dikkat çeken Küçükateş, “Bu ülkede Özgecan’lar ölüyorsa, Yasin Börü’ler ölüyorsa, Fırat’lar ölüyorsa bu devlet kendisini sorgulamak mecburiyetindedir. Bu topraklarda bir Türk’ün ne kadar yaşamaya hakkı varsa, bir Kürt’ün de o kadar yaşamaya hakkı vardır. Bir Sünni’nin ne kadar yaşamaya hakkı varsa, bir Alevi’nin de o kadar yaşamaya hakkı vardır. Çünkü gülümsemenin Türkçesi de güzeldir, Kürtçesi de güzeldir. Ama hüznün Türkçesi de acıdır, Kürtçesi de acıdır. Sömürüldükten sonra Türk olsan ne olur, Kürt olsan ne olur, laik olsan ne olur, dindar olsan ne olur. Mesele bu zalim sistemin, düzenin değişme meselesidir. Mücadelemiz kişilerle, partilerle değil, zihniyetlerle olmalıdır. Düzenin ta kendisiyle olmalıdır” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.