LASTİK İŞ

YAŞLILAR İÇİN YAZ REHBERİ

11.08.2016 - 10:48, Güncelleme: 31.05.2021 - 18:15
 

YAŞLILAR İÇİN YAZ REHBERİ

Yaz aylarıyla birlikte artış gösteren hastalıklar her yaştan insanı yakından etkilese de özellikle yaşlıların sağlığı için tehdit oluşturabiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Öktenli 65 yaş ve üstü için sağlıklı bir yaz geçirme önerilerini paylaştı.

Yaşlılar sıcağa karşı daha savunmasız! Vücut ısısının 41ºC’in üzerine çıkması olan sıcak çarpması, aşırı sıcak ve nemli havanın neden olduğu en riskli ve ölümcül durum olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Öktenli “Bu nedenle diyabet, hipertansiyon ve kalp yetmezliği gibi kronik hastalığı olan yaşlı hastalar büyük risk altında. Vücut ısısını düzenleyen ısı-denge merkezinin fonksiyonlarının yaşla birlikte zayıflaması, ter bezleri sayısının ve salgısının azalması yaşlıları sıcağa karşı çok daha savunmasız hale getirir. Bunlara; idrar söktürücü ve sinir sistemini etkileyen ilaçlar eklendiğinde sıcak çarpması riski daha da artar. Sıcak çarpması; beyin, kalp, böbrek ve karaciğer gibi hayati organların fonksiyonlarının bozulmasına neden olan tıbbi acil bir durumdur. Kırgınlık, baş ağrısı ve baş dönmesi gibi ilk belirtilerinde bazen anlaşılamayan sıcak çarpması, yüksek ateş ve aşırı halsizlikle birlikte hızla bilinç kaybına neden olur. Bu nedenle sıcak çarpmasından şüphelenilen bir yaşlının vakit kaybetmeden derhal elbiseleri çıkarılarak vücudu soğuk su ile yıkanmalı, koltuk altı ve kasıklarına bol miktarda buz konulmalı ve hızla en yakın sağlık kuruluşuna götürülmeli. Ayrıca hastanın bilinci kapalı ise kesinlikle ağızdan su verilmemeli” açıklamasında bulundu.   Diyabetli hastalarda böcek sokması ciddi enfeksiyon sebebi! Böcek sokmaları özellikle sıcaklıkların yükseldiği yaz aylarında çok daha fazla görüldüğünü vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Öktenli “Bölgesel alerjik ve iltihabi reaksiyon oluşturabilen böcek sokmaları, bulaşıcı hastalıkların yayılmasında da etkili olabilir. Özellikle diyabetli hastaların bacaklarındaki böcek sokmalarına bağlı enfeksiyonlar ciddi sonuçlara yol açabilir. Böcek sokmalarından korunmak için akşamları, vücudun açık kısımlarının mümkün olduğu kadar kapalı tutulması ve özellikle böcek sokmalarına karşı geliştirilen cilt spreyleri yararlı olabilir” dedi.   Klima cilt kuruluğunu artırıyor! Vücutta bulunan yağ ve ter bezlerinin fonksiyonları yaşlanma ile birlikte azalma gösterdiğini belirten Prof. Dr. Çağatay Öktenli, “Bu durum ise derideki nemlenmenin azalmasına ve kurumasına yol açar. Sıcak ve kuru hava, ortamın neminin az olması ve klima cilt kuruluğunu arttırır. Çoğunlukla bacaklarda görülen kuruluk, kaşıntı ile birlikte ellerin üzerinde, kollarda ve gövdede kepekli ve çatlak bir görüntü yaratır. Bu çatlaklar cilt enfeksiyonlarına zemin hazırlayabilir bu yüzden yaz boyunca nemlendirici kullanımı oldukça önemli” açıklamasında bulundu.   Islak kalan ayaklar mantara neden oluyor! Öktenli sözlerini şöyle sürdürdü: “Ayak ve ayak parmaklarında mantar enfeksiyonlarının görülme sıklığı, sürekli ıslak kalan ayaklar ve terliklerden dolayı yaz mevsiminde artış gösterir. Mantar enfeksiyonlarından korunmada çıplak ayakla dolaşılmaması, ayakların her gün düzenli olarak sabunlu ılık su ile yıkanması ve ayağı sıkmayan, hava geçiren ve teri emen pamuklu çorap giyilmesi önemlidir. Mantar enfeksyonuna karşı ayakların ve parmak aralarının kaşıntı, çatlaklar ve pul pul döküntüler olup olmadığı yönünde kontrol edilmesi ve görüldüğü takdirde bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir.”   Yetersiz su alımı birçok hastalığa zemin hazırlayabilir Yetersiz su alımının kronik kabızlık, düşük kan basıncı ve böbrek taşlarının oluşumu gibi birçok hastalığa zemin hazırladığını söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Öktenli “Yaşlı bireyin, kronik hastalıklar ve hipertansiyon ve damar sertliği gibi damarları olumsuz etkileyen durumlar nedeniyle böbrekleri sıvı kaybına karşı çok daha hassastır ve böbrek yetmezliğine girme eğilimleri fazladır. Sıcak havalar ya da gastroenterite bağlı kusma ve ishalin yarattığı sıvı kaybına, genellikle bu rahatsızlıkların neden olduğu yeme ve içme isteğinde azalma da eklenince, su kaybı kolaylıkla ortaya çıkar. Yalnız yaşayan ve çeşitli rahatsızlıkları olan yaşlılar bu noktada daha büyük bir risk altındadır” dedi.   Su vücutta depolanmaz: Düzenli ve yeterli tüketim şart! Öktenli sözlerine şöyle devam etti: “Su, vücutta depolanmadığından vücut için gerekli olan su miktarı da düzenli olarak her gün dışarıdan alınmalıdır. Yaşlılık döneminde, günde ortalama 1,5-2 litre (8-10 bardak) sıvı alımı önerilmektedir. Havanın aşırı sıcak olması, fiziksel aktivite, vb. durumlarda sıvı gereksinimi artabilir. Su yanında, taze sıkılmış meyve suları (diyabet hastaları için fazla şeker içerdiği için uygun olmayabilir), bitki çayları ve yüksek tuz içeriğinden dolayı dikkatli olmak kaydı ile maden suları da alınabilir. Yaşlılıkla birlikte susama duyusu da gerileme gösterir. Bu nedenle yaşlılarda yeterli sıvı alımının ve su kaybının takibi oldukça önemlidir. Yaşlılarda cildin su kaybının gözlenebilir belirtilerini göstermemesi nedeniyle sıvı eksikliği belirtileri geç fark edilebilir. Su kaybının ilk bulguları; halsizlik, baş ağrısı, burunda kuruma, dudaklarda, dilde ve ağızda kurumanın yarattığı rahatsızlık hissidir. Demansı (bunama) olan yaşlıların susadıklarının farkında olmaması ve bildirmemesi nedeniyle su kaybına en hassas gruptur ve yakınları veya bakıcıları tarafından ihtiyacı kadar sıvı alımı sağlanmalıdır.” Besin zehirlenmesi yaz aylarında artıyor! Öktenli: “Temizliği şüpheli veya denetimsiz suların içilmesi ya da bunlar ile yıkanmış sebze ve meyvelerin neden olduğu yaz ishalleri yaz mevsiminde en sık görülen hastalıklardandır. Yaz ishallerinin diğer bir nedeni de yazın sıcak nedeniyle yiyeceklerin hızla bozulmasıdır. Yazın sıcak havalarda terleme ile vücuttan su kaybı fazla olur. Yaşlılarda besin zehirlenmesi, su ve mineral kaybına neden olarak son derece kötü sonuçlar doğurabilir.”   Sıcak çarpmasından korunmak için öneriler: Beden ısısının normal sınırlarda olması için sıcak havalara uygun giysiler tercih ediniz. Yeterince sıvı tüketin. Aktiviteler arasında sık sık dinlenin. Sıcak çarpmasından korunmak için gündüz 10-16 saatleri arasında açık alanlarda güneşe maruz kalmamaya dikkat edin. Açık renkli ve bol kıyafetleri tercih edin. Sıcak havalarda efordan kaçının. Kan basıncının, beden ısısının ve nabzın nasıl ölçüleceğini öğrenerek (otomatik cihazlar bunu çok kolaylaştırmıştır) belli aralıklarla kan basıncı ölçümünüzü planlayın.
Yaz aylarıyla birlikte artış gösteren hastalıklar her yaştan insanı yakından etkilese de özellikle yaşlıların sağlığı için tehdit oluşturabiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Öktenli 65 yaş ve üstü için sağlıklı bir yaz geçirme önerilerini paylaştı.

Yaşlılar sıcağa karşı daha savunmasız!

Vücut ısısının 41ºC’in üzerine çıkması olan sıcak çarpması, aşırı sıcak ve nemli havanın neden olduğu en riskli ve ölümcül durum olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Öktenli “Bu nedenle diyabet, hipertansiyon ve kalp yetmezliği gibi kronik hastalığı olan yaşlı hastalar büyük risk altında. Vücut ısısını düzenleyen ısı-denge merkezinin fonksiyonlarının yaşla birlikte zayıflaması, ter bezleri sayısının ve salgısının azalması yaşlıları sıcağa karşı çok daha savunmasız hale getirir. Bunlara; idrar söktürücü ve sinir sistemini etkileyen ilaçlar eklendiğinde sıcak çarpması riski daha da artar. Sıcak çarpması; beyin, kalp, böbrek ve karaciğer gibi hayati organların fonksiyonlarının bozulmasına neden olan tıbbi acil bir durumdur. Kırgınlık, baş ağrısı ve baş dönmesi gibi ilk belirtilerinde bazen anlaşılamayan sıcak çarpması, yüksek ateş ve aşırı halsizlikle birlikte hızla bilinç kaybına neden olur. Bu nedenle sıcak çarpmasından şüphelenilen bir yaşlının vakit kaybetmeden derhal elbiseleri çıkarılarak vücudu soğuk su ile yıkanmalı, koltuk altı ve kasıklarına bol miktarda buz konulmalı ve hızla en yakın sağlık kuruluşuna götürülmeli. Ayrıca hastanın bilinci kapalı ise kesinlikle ağızdan su verilmemeli” açıklamasında bulundu.

 

Diyabetli hastalarda böcek sokması ciddi enfeksiyon sebebi!

Böcek sokmaları özellikle sıcaklıkların yükseldiği yaz aylarında çok daha fazla görüldüğünü vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Öktenli “Bölgesel alerjik ve iltihabi reaksiyon oluşturabilen böcek sokmaları, bulaşıcı hastalıkların yayılmasında da etkili olabilir. Özellikle diyabetli hastaların bacaklarındaki böcek sokmalarına bağlı enfeksiyonlar ciddi sonuçlara yol açabilir. Böcek sokmalarından korunmak için akşamları, vücudun açık kısımlarının mümkün olduğu kadar kapalı tutulması ve özellikle böcek sokmalarına karşı geliştirilen cilt spreyleri yararlı olabilir” dedi.

 

Klima cilt kuruluğunu artırıyor!

Vücutta bulunan yağ ve ter bezlerinin fonksiyonları yaşlanma ile birlikte azalma gösterdiğini belirten Prof. Dr. Çağatay Öktenli, “Bu durum ise derideki nemlenmenin azalmasına ve kurumasına yol açar. Sıcak ve kuru hava, ortamın neminin az olması ve klima cilt kuruluğunu arttırır. Çoğunlukla bacaklarda görülen kuruluk, kaşıntı ile birlikte ellerin üzerinde, kollarda ve gövdede kepekli ve çatlak bir görüntü yaratır. Bu çatlaklar cilt enfeksiyonlarına zemin hazırlayabilir bu yüzden yaz boyunca nemlendirici kullanımı oldukça önemli” açıklamasında bulundu.

 

Islak kalan ayaklar mantara neden oluyor!

Öktenli sözlerini şöyle sürdürdü: “Ayak ve ayak parmaklarında mantar enfeksiyonlarının görülme sıklığı, sürekli ıslak kalan ayaklar ve terliklerden dolayı yaz mevsiminde artış gösterir. Mantar enfeksiyonlarından korunmada çıplak ayakla dolaşılmaması, ayakların her gün düzenli olarak sabunlu ılık su ile yıkanması ve ayağı sıkmayan, hava geçiren ve teri emen pamuklu çorap giyilmesi önemlidir. Mantar enfeksyonuna karşı ayakların ve parmak aralarının kaşıntı, çatlaklar ve pul pul döküntüler olup olmadığı yönünde kontrol edilmesi ve görüldüğü takdirde bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir.”

 

Yetersiz su alımı birçok hastalığa zemin hazırlayabilir

Yetersiz su alımının kronik kabızlık, düşük kan basıncı ve böbrek taşlarının oluşumu gibi birçok hastalığa zemin hazırladığını söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Öktenli “Yaşlı bireyin, kronik hastalıklar ve hipertansiyon ve damar sertliği gibi damarları olumsuz etkileyen durumlar nedeniyle böbrekleri sıvı kaybına karşı çok daha hassastır ve böbrek yetmezliğine girme eğilimleri fazladır. Sıcak havalar ya da gastroenterite bağlı kusma ve ishalin yarattığı sıvı kaybına, genellikle bu rahatsızlıkların neden olduğu yeme ve içme isteğinde azalma da eklenince, su kaybı kolaylıkla ortaya çıkar. Yalnız yaşayan ve çeşitli rahatsızlıkları olan yaşlılar bu noktada daha büyük bir risk altındadır” dedi.

 

Su vücutta depolanmaz: Düzenli ve yeterli tüketim şart!

Öktenli sözlerine şöyle devam etti: “Su, vücutta depolanmadığından vücut için gerekli olan su miktarı da düzenli olarak her gün dışarıdan alınmalıdır. Yaşlılık döneminde, günde ortalama 1,5-2 litre (8-10 bardak) sıvı alımı önerilmektedir. Havanın aşırı sıcak olması, fiziksel aktivite, vb. durumlarda sıvı gereksinimi artabilir. Su yanında, taze sıkılmış meyve suları (diyabet hastaları için fazla şeker içerdiği için uygun olmayabilir), bitki çayları ve yüksek tuz içeriğinden dolayı dikkatli olmak kaydı ile maden suları da alınabilir. Yaşlılıkla birlikte susama duyusu da gerileme gösterir. Bu nedenle yaşlılarda yeterli sıvı alımının ve su kaybının takibi oldukça önemlidir. Yaşlılarda cildin su kaybının gözlenebilir belirtilerini göstermemesi nedeniyle sıvı eksikliği belirtileri geç fark edilebilir. Su kaybının ilk bulguları; halsizlik, baş ağrısı, burunda kuruma, dudaklarda, dilde ve ağızda kurumanın yarattığı rahatsızlık hissidir. Demansı (bunama) olan yaşlıların susadıklarının farkında olmaması ve bildirmemesi nedeniyle su kaybına en hassas gruptur ve yakınları veya bakıcıları tarafından ihtiyacı kadar sıvı alımı sağlanmalıdır.”

Besin zehirlenmesi yaz aylarında artıyor!

Öktenli: “Temizliği şüpheli veya denetimsiz suların içilmesi ya da bunlar ile yıkanmış sebze ve meyvelerin neden olduğu yaz ishalleri yaz mevsiminde en sık görülen hastalıklardandır. Yaz ishallerinin diğer bir nedeni de yazın sıcak nedeniyle yiyeceklerin hızla bozulmasıdır. Yazın sıcak havalarda terleme ile vücuttan su kaybı fazla olur. Yaşlılarda besin zehirlenmesi, su ve mineral kaybına neden olarak son derece kötü sonuçlar doğurabilir.”

 

Sıcak çarpmasından korunmak için öneriler:

  • Beden ısısının normal sınırlarda olması için sıcak havalara uygun giysiler tercih ediniz.
  • Yeterince sıvı tüketin.
  • Aktiviteler arasında sık sık dinlenin.
  • Sıcak çarpmasından korunmak için gündüz 10-16 saatleri arasında açık alanlarda güneşe maruz kalmamaya dikkat edin.
  • Açık renkli ve bol kıyafetleri tercih edin.
  • Sıcak havalarda efordan kaçının.
  • Kan basıncının, beden ısısının ve nabzın nasıl ölçüleceğini öğrenerek (otomatik cihazlar bunu çok kolaylaştırmıştır) belli aralıklarla kan basıncı ölçümünüzü planlayın.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.