LASTİK İŞ
Ersin AKBOYUN
Köşe Yazarı
Ersin AKBOYUN
 

17 AĞUSTOS ve...

İşte başlığın sonundaki üç noktadır herşeyi anlatan.. Anaların evlatlarını, evlatların , babaları, canlarını kaybettiği gündür.. Ve, ne azaptır ki her yıl yeniden yaşanır.. Ne çiledir ki her yıl yeniden çekilir.. Bu kent de 16 Ağustos günü sohbetler hep aynıdır.. "Depremden önce gündüz şuradaydım ; Şu saatte şurada oturuyorduk.. Hava çok sıcaktı.. Gökten yağmur gibiş yıldız yağıyordu..." Sohbetler budur ! Ve bu sohbetler, sohbet edicilerin ömrünün sonuna kadar değişmeyecektir... İşte bu kent insanları, yaradan tarafından aslında böyle bir ceza ile cezalandırılmışlardır.. "Unutamamaktır, Unutmamaktır" bu cezanın adı ... Hangimiz, hanginiz unutabildi ki ? Her yıl, hava kararmaya başlayınca bakmıyormusunuz gökyüzüne ? Ya da , saatler  o uğursuz ana geldiğinde, 03.02 'de içiniz " cız" etmiyor mu ? Hatırlasanıza deprem sabahını... Üstüne ne bulduysa giyen, Taşların, blokların arasında yakınlarının seslerini duyan siz, biz değilmiyiz ? " Yardım edin" diyen çığlıkları atmadık mı ? Kim vardı yanımızda ? Kim vardı ? Yine bu kentin insanı, Kimi kriko buldu, bir umut, taşları kaldırmaya çalıştı.. Kimi, Çöktü, çökecek binaya tekrar girdi, "  Belki bir komşumu kurtarırım" diye.. Unuttunuz mu ? Unutmayın, unutmayın ve öyle yaşayın.. Bizler bu kentin " Unutmamakla" cezalandırılmış insanlarıyız..
Ekleme Tarihi: 15 Ağustos 2013 - Perşembe
Ersin AKBOYUN

17 AĞUSTOS ve...

İşte başlığın sonundaki üç noktadır herşeyi anlatan..

Anaların evlatlarını, evlatların , babaları, canlarını kaybettiği gündür..

Ve, ne azaptır ki her yıl yeniden yaşanır..

Ne çiledir ki her yıl yeniden çekilir..

Bu kent de 16 Ağustos günü sohbetler hep aynıdır..

"Depremden önce gündüz şuradaydım ;

Şu saatte şurada oturuyorduk..

Hava çok sıcaktı..

Gökten yağmur gibiş yıldız yağıyordu..."

Sohbetler budur !

Ve bu sohbetler, sohbet edicilerin ömrünün sonuna kadar değişmeyecektir...

İşte bu kent insanları,

yaradan tarafından aslında böyle bir ceza ile cezalandırılmışlardır..

"Unutamamaktır, Unutmamaktır" bu cezanın adı ...

Hangimiz,

hanginiz unutabildi ki ?

Her yıl,

hava kararmaya başlayınca bakmıyormusunuz gökyüzüne ?

Ya da , saatler  o uğursuz ana geldiğinde,

03.02 'de içiniz " cız" etmiyor mu ?

Hatırlasanıza deprem sabahını...

Üstüne ne bulduysa giyen,

Taşların, blokların arasında yakınlarının seslerini duyan siz, biz değilmiyiz ?

" Yardım edin" diyen çığlıkları atmadık mı ?

Kim vardı yanımızda ?

Kim vardı ?

Yine bu kentin insanı,

Kimi kriko buldu,

bir umut, taşları kaldırmaya çalıştı..

Kimi,

Çöktü, çökecek binaya tekrar girdi,

"  Belki bir komşumu kurtarırım" diye..

Unuttunuz mu ?

Unutmayın, unutmayın ve öyle yaşayın..

Bizler bu kentin " Unutmamakla" cezalandırılmış insanlarıyız..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.