Türkiye hafta sonu nefesini tuttu,
24 Haziran seçimlerini bile unuttu,
Fenerbahçe kongresine kilitlendi...
Bir tarafta,
20 yıldır kulübün başında olan,
20 yılın hemen her sezonu tartışmalı, kavgalı, gürültülü geçen,
Hatta ve hatta,
Kendi kalecisini bile dövdürdüğü iddia edilen bir isim...
Taraftarın sevgisini kıskanıp Alex gibi bir ismi takımdan ayıran,
Ağzından “ Bilirsiniz haaaaa”, “Sorarım hesabını hee” tehdit cümleleri düşmeyen Aziz Yıldırım..
Diğer yandan,
Fenerbahçe kulübüne bir ruh getirmeyi amaçlayan,
Sportif başarının yanında gelişimi, çağdaşlığı, yeni hedefleri müjdeleyen isim..
Ali Koç....
Özellikle Cumartesi günü,
Türkiye ekranlarda iki farklı anlayışı gördü...
Biri, locada yerken, içerken görüntüsü olmasına rağmen,
Kameralar önünde “su içmiyor” taklidi yapan Yıldırım...
Karşısındakine “konuşma” izni vermeyen,kişilik !..
Diğer yanda,
“Yediği onca hakarete, onca düzmece protestoya rağmen” nezaketini bozmayan Ali Koç...
Türkiye hafta sonu bu iki sahneyi yaşadı...
Bu satırlar yazılırken,üyeler henüz oy kullanıyordu..
Yani sonuçlar belli olmamıştı..
Aziz Yıldırım kazanırsa, nobran, tehditkar,
“ Ben yaparım” dönemi devam edecek..
Ali Koç kazanırsa, Fenerbahçe için yeni ve parlak ufuklar açılacak..
Bu kongre belik de Türkiye’ye yansıyacak..
Boşuna dememişler,
“Fenerbahçe Türkiye’dir”...