Geçtiğimiz gün,
Kuruluşundan beri Ak Partili bir isimden şu sözleri işittim
“Ak Parti artık benim için bitti. Değişim dediler olmadı. Herkes aynı yerinde, her şey eskisi gibi”..
Zaten bu ve benzeri cümleler Ak Parti’nin İstanbul da 800 bin oyla kaybetmesine neden olmadı mı ?
Ak Parti artık nedense tabanın sesini dinlemez oldu..
Sokağın sesini duymaz,
Taleplere cevap vermez hale geldi..
Alın size bir Suriyeli meselesi..
Adamlar 4 milyon küsur oldu Türkiye de..
Memleketlerinde savaş vardır, geldiler, yedirdik, içirdik, baktık, besledik..
Ama artık savaş da yok Suriye de...
Bayram zamanı koştur koştur da gidiyorlar memleketlerine..
Ve bu konu vatandaşta ciddi sıkıntı yarattı, memleket sorunu haline geldi..
Sonuç ?
Ak Parti’nin İstanbul da oy kaybetmesinin ana nedenlerinden biri olduğu ortaya çıktı Suriyeli mevzuunun..
Yine aynı şekilde,
Belli gruplara, belli insanlara tanınan imtiyazlar,
Bu grup ve kişilerin, şatafatlı yaşamları içindeyken ,
2 bin küsür lira ile geçinmeye çalışan vatandaşın gözünün içine bakıp
“ Aman şükür et, dış güçler operasyon yapıyor” sözleri vatandaşı bıktırdı..
Belki farkında değilsiniz ama,
Yıllardır ses çıkartmayan işçi konfederasyonları dahi sesini yükseltmeye,
“Yüzde 6 ile olmaz” demeye başladı..
Sosyal medya müptezellerinin,
Ahmakça yazıları, saçma sapan senaryoları vatandaşa illallah dedirtti..
Geldiğimiz nokta da da, Ak Parti de zaten bekleyen bir grup yeni parti için kolları sıvadı..
Öyle ya da böyle, Ali Babacan’ın partisi bir kaç ay içinde kurulur, tabelalarını asar..
İşte siz o zaman görün, “ Trene ilk binen biz olalım” diyerek istifa edenleri..
Ve eğer, bu parti yüzde 10 gibi bir oy dahi alsa,
Siz görün o zaman Ak Parti’nin nerelere gideceğini..
Önlem ?
Aslında kafalardaki önlem gayet basit,
Yeni parti fazla sivrilmeden,
Ak Parti daha da yıpranmadan yeni bir seçim..
“Ben demiyorum” ,
Az okuyun sizler de göreceksiniz...