Dün, önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100. yılıydı...
Bir millet,
Yüz binlerce şehit vererek Dünya’ya meydan okumuş,
1919 da Samsun’da yakılan ışık,
Tüm yurdu sarmıştı...
Ve o ateşin sonunda, Misak-ı Milli sınırları şehit kanıyla çizilmişti..
Bizler yıllarca resmi bayramları kutlamaya alışkınken,
Bir gün bir şeyler oldu...
Devlet büyükleri her nedense 29 Ekim de, 23 Nisan da, 19 Mayıs da ya da başka bir resmi bayramda hastalanıveriyordu...
Törenler yarı yarıya azaltılmış,
Sanki Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının yazdığı destanlar adeta “yok” sayılmaya çalışılıyordu...
Bugün bile hala daha,
İlçelerde resmi kutlamalar alt düzeyde yapılıp,
Sanki yasak savar gibi bir tavır da devam etmiyor değil..
Ancak,
Birileri baktı ki “ Atatürk” ismi bu hafızalardan silinemiyor,
O zaman Atatürk demeyelim “ Gazi Mustafa Kemal” diyelim demeye başladı..
O’na da eyvallah elbette..
Ha Atatürk, ha, Gazi Mustafa Kemal,
Sonra yine baktılar ki,
Atatürk adının toplumsal karşılığı çok,
Son bir iki yıldır yeniden resmi bayramlarımız sahiplenilmeye,
“ Bayram” gibi kutlanmaya başlandı..
Oysa, Çanakkale Zaferi’nde Atatürk adını anmayan Diyanet İşleri Başkanı gördü bu ülke...
“T.C” ibaresini hiç söylemeye gerek bile yok,
Atatürk ismini anmayan bürokratlara şahit oldu bu millet...
Neyse ki, az bir kısım aklı evvelin dışında,
Atatürk ve silah arkadaşlarının değeri yeniden anlaşıldı..
Dün,
Bu 19 Mayıs’ın şanına yakışan kutlamalar yapıldı Samsun da..
Hafta sonu yurdun dört bir yanında evler, dükkanlar bayraklarla donatılmıştı..
Geçmişin hatalarından ders çıkartmak da bir erdemdir...
19 Mayıs kutlamalarında emeği geçen herkes , sağolsun, var olsun..
Kalın sağlıcakla...