Bir kaç ay önce bu köşede Fikri Işık ile ilgili samimi düşüncelerimizi paylaşmıştık..
Hala aynı düşüncelere sahibim..
Bir siyasi partinin kuruluşundan başlayıp,
İl Başkanlığı,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,
Milli Savunma Bakanlığı ardından da Başbakan yardımcılığı görevine getirilen ender isimlerden biridir Işık..
Şüphesiz ki bunu,
Sahip olduğu özellikleri, zekası ve çalışkanlığı sayesinde başarmıştır...
Fikri Işık’ın bir de teşkilatçılık yönü vardır ki,
Bu yönü sayesinde de kendisi için Kocaeli’nin patronu denmiştir...
Işık, 15 Temmuz sonrası,
Milli Savunma Bakanlığı’nca yürütülen ve kuvvet komutanlıklarının bakanlığa bağlanması gibi hayati önemde bir çalışmayı başarı ile, kavgasız, gürültüsüz gerçekleştirmiştir...
Bu bile o’nun ne denli zor görevlerin üstesinden gelebildiğini göstermektedir...
Günümüze gelindiğinde,
Sanki Fikri Işık hiç bunları yapmamış gibi bir hava estirilmektedir...
Hatta, Büyükşehir adaylığı için bile “ dudak bükenler” olduğu gibi,
Başka noktaları işaret edenler de vardır..
İşte o noktalar, Işık’ın bir türlü vazgeçemediği ekipçiliği ve yakın çevresidir...
Işık’ın nedenli başarılı olduğu tartışılmaz ise de,
Ekibinin başarısından hep şüphe duyulmuştur..
Oysa Fikri Işık’ın artık ekipçiliğe falan ihtiyacı yoktur..
Hatta, gördüğü zararlar bile bir açıdan “ekibim” dedikleri sayesindedir...
Sayın Işık’ın Büyükşehir’de de “ Fikri Işık” olarak büyük hizmetler vereceğinden,
Kocaeli’ye büyük değer kazandıracağından şüphem yok..
Ancak, kamuoyu ne yazık ki “ekibi” ve yakın çevresi nedeni ile Işık’dan uzaklaşmakta,
Bu da, Işık’ın yıllardır verdiği emeklerin boşa çıkmasına sebep olmaktadır..
Eğer bir ilçede sıradan bir vatandaş , “Fikri bey gelmiş gidelim mi?” dediğinde
“ Benim 3 defa telefonuma çıkmadı” diyebiliyorsa,
Sayın Fikri Işık ekip ve yakın çevresini yeniden sorgulamalı,
Gerekirse yoluna “ Fikri Işık” olarak devam etmelidir...
Kalın sağlıcakla...