Antalya da G-20 zirvesi düzenlendi..
Yani,
Dünyanın 20 zengin, sözü geçen, bölgesinde güç olan 20 devlet yöneticisi Türkiye’ye geldi..
Son bir haftadır da izliyoruz…
ABD Başkanı Obama’dan,
Rus Devlet Başkanı Putin’e kadar 20 Dünya liderini ağırladı Türkiye..
Bu az-uz bir başarı değildir…
Türkiye’nin,
Bu devletler içinde yer alması bir yana,
Böyle bir toplantıyı başarı ile düzenlemesi bile alkışa değerdir..
Toplantı ile ilgili sosyal medyaya bakıyorum..
Kimisi Erdoğan – Obama buluşmasında Erdoğan’ın” Acaba nece konuşuyorlar ? ” diye akıllarınca “ ti” geçerken,
Kimisi de “ Toplantıda neden Davutoğlu değil de Erdoğan vardı” diyerek başka bir soru atıyor ortaya…
Elbette bu sorulara muhalefet de atlıyor…
1 Kasım seçimin ertesi gününü hatırlayın,
Hürriyet Gazetesi, Başbakan Davutoğlu’nu birinci sayfasına taşımış ve
“ Bir lider doğuyor ” başlığı atmıştı..
Oysa aynı gazete,
Aylardır ,Davutoğlu’nun yetersizliğini,
Cumhurbaşkanı karşısında ezikliğini iddia etmiş,
Neredeyse “ Bundan başbakan olmaz !” bile demeye getirmişti…
Aynı tezgah elbette G-20 için de yapıldı…
Bu defa gazeteler değil,
Muhalefet hep bir ağızdan,
“Cumhurbaşkanı ,Başbakan Davutoğlu’nu ezdi, harcadı, yok saydı” diyorlar…
İşin özünü Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık özetlemiş,
“ Fitne çıkartmaya çalışıyorlar”..
Aynen de doğrudur…
Şimdi ki tezgah,
Erdoğan ile Davutoğlu’nun arasını bir şekilde açmak,
Davutoğluna “ Sen aslansın aslında lider de başbakan da sensin, boşver Erdoğan’ı “ diyerek devletin tepesini ayrıştırmaya çalışmaktır…
Bu tezgah daha önce tutmuştu..
Turgut Özal – Mesut Yılmaz,
Süleyman Demirel – Tansu Çiller arasına sokulan nifak ciddi sorunlara yol açmış,
Ülke yönetimine kadar yansımıştı bu sorunlar…
Şimdi aynısı olur mu ?
Sanmam !..
Çünkü, Erdoğan da Davutoğlu da geçmişi iyi bilen ve unutmayan isimlerdir..
Bu saatten sonra bu tür oyunlara da gelmezler…
Gelelim G-20’ye,
Türkiye’nin başarılı olduğu bir organizasyonda,
Bir Türk vatandaşı olarak göğsümüz kabarmıştır..
Kalın Sağlıcakla…