Yıllar yılar öncesi,
Gazeteci bir ağabeyimiz yakınını kaybeder..
Cenazeye gitmek için şefini arar…
O zaman Bab-ı Ali kuralları katı,
Şefin sözü üzerine söz edilmez!…
Gazeteci ağabeyimiz şefinden izin isteyince ,
İnanılmaz bir tepki ile karşılaşır..
Karşısındaki ses “ Sen ne diyorsun ulan p…. Ben babamın cenazesine gidemedim” hadi işine der…
Çok katı geldi size değil mi ?
İnsafsızca,
Hatta belki de vicdansızca…
Ama böyle bir meslektir gazetecilik..
Bu meslekte öyle bir gün gelir ki,
Size en sevdiğinizin haberini yaptırır,
Sayfasını çizdirir…
Geçen Pazar gecesi annemiz hakkın rahmetine kavuştu…
Mekanı cennet olur inşallah…
İşte ben de annesinin ölüm haberini yapmak zorunda kalan gazetecilerden biri oldum…
Hayat bu !...
Vadesi gelen gidecek..
Ya da,
Her canlı bir gün ölümü tadacak…
En sevdiğinizi yitirseniz de,
Yaşamın acımasız çarkları dönemeye devam ediyor…
Perde kapanmamalı,
Oyun devam etmeli…
Cenazemize katılan,
Gelen,
Arayan tüm ağabeylerimize, ablalarımıza,dostlarımıza sonsuz teşekkür ederim..
Siz siz olun,
Sevdiklerinizi kırmayın…
Üzmeyin onları…
Hayat kısa…