Yazımıza öncelikle Büyükşehir'e bir soru sorararak başlayalım...
“ Her yıl Değirmendere de yapılan Açık Su Yüzme Yarışları , bu yıl neden Karamürsel'e alındı ? “
Karamürsel'in suyu mu daha temiz,
Kumunda altın mı var ?
Yoksa başka bir sebep mi yatıyor bu değişimin altında ?
Sanırım bir yanıt gelir..
Gelelim diğer meseleye ..
Hep söylerim, Bu memlekette 500 kişi vardır..
Siyasetçisi, dernekçisi,spor camiası,basını falan filan..
Bu 500 kişi kendi içinde kavga eder, dedikodu yapar,konuşur...
Ama, 170 bin nüfuslu Gölcük’te kalan 169 bin 500'ün ne bu kavgalardan, ne bu dedikodulardan haberi olur..
Vatandaş kendi halinde yaşar gider..
Yolu bozuk mu,
Çöpü toplanıyor mu,
Etrafı temiz mi ona bakar...
O 500 kişi de kendi çalar, kendi söyler..
Ha bir de o beş yüz kişi içinde “Her devrin adamları vardır”..
Ahmet de gelse “En büyük Ahmet'dir”,
“Mehmet de gelse en büyük Mehmet'dir”..
Zaten bu memleketin etinden,sütünden faydalananan da o'nlardır..
Kapısına gelen dilenciye bir lira vermeyecek bu tipler,
Çarkını döndürmek için gelene ağam, gidene paşam derler..
Örnek mi?İ
Daha düne kadar “Mehmet Ellibeş bu memlekete ne yaptı ?”,
“ Ellibeş'in devri , dönemi bitti” diyen bu tipleri
Ellibeş il başkanı olduktan sonra “Hemen yanında sırıtarak” görebilirsiniz..
Ya da, “İthal aday”, “Teşkilattan değil” dedikleri Ali Yıldırım Sezer'e,
Sosyal Medya ya da sağda solda kırk türlü methiye düzerken rastlamanız mümkündür...
İşte bu yüzden;
Bu kenti yönetenler ,her devrin adamlarını tanımalıdır önce...
5 sene önce ne yaptıklarını,
10 sene önce kimin kuyruğuna takıldıklarını bilmelidirler..
Yönetenler ve avaneleri, her devrin tiplerine prim vermemeli,
O'nları kaldıkları devirde bırakmalıdır..
Yoksa bilmelidirler ki,
Kendilerini ilk “satışa” getirecek olanlar
Bu “her devrin” adamlarıdır...