Ramazan ayı geldim mi, Bir telaştır ki sormayın... Hayır telaşın nedeni, oruç, ibadet falan değil, “Acaba bu Ramazan da nerede, kimlere iftar verelim..” Kimler gelsin, kimleri çağıralım.. Sonra da “ Şunların  iftarı şöyle güzeldi” dedirtelim.. Falan, filan..... Ömründe garibana simit almamış, Yetim karnı doyurmamış bir takım insanlar böylesi bir telaşa düşerler ramazan ayında... Ne yazık ki belediyelerin ve bazı kurumların da  böyle kötü bir huyu var ; Ramazan da gazetecilere iftar vermek gibi.... Niye gazetecilere ? Neden garibana değil ? Neden yoksula değil ? Ya da bilmem ne derneğinden, bilmem kimlere iftar !.. Belediye ya da kurumlar iftar vermeye çok meraklıysa, Toplarlar fakir fukarayı, Merkezde bir yere sofra kurarlar, Yapar da hiç olmaz ise sevaba girerler... Şehit ve Gazi ailelerini anlarım.. O’nların dışındaki topluluklara ne diye yemek verilir senelerdir çözemedim..... Ramazan ibadet ayıdır.. Tok’un,  aç’ın halinden anlayacağı aydır... Olması gereken, Ramazan da yarım kilo eti, Bir kilo meyveyi alamayan, Bir kase tatlıyı bulamayanın karnını doyurmak değil midir ? Bizimkiler zaten yemekten patlayacaklar, Bırakın; Bir de ramazan da yemeyiversinler... Vaz geçin artık bu bir birinizi ağırlama işlerinden !.. Kalın sağlıcakla...