Ilıca açılalı bir yıl oldu..
Dün bu köşede “Ilıca’nın yeni yaşını kutlamıştık…
Bir yılın değerlendirmesi aslında çok farklı olabilirdi ..
Neydi Ilıca’yı yaparken amaç ?
Buranın bir şifa merkezi olmasını sağlamaktı..
Hatta, Termal’e, Afyon’a rakip olacaktı…
Şehir dışından, özellikle de sedef hastaları Ilıca’ya akın edecekti…
Ilıca’nın potansiyeli çevreye yayılacak,
Bölgede çok sayıda otel ve pansiyon açılacaktı…
Bu sayede Gölcük ekonomisine yeni bir kaynak yaratılacaktı..
Bu gazete tam 3 yıl Ilıca yazdı…
Yukarıda saydıklarımı hep “umut” olarak sizlere aktardı…
"Pişmanmıyız ?", değiliz elbette..
Gölcük iyi bir tesis kazandı..
Fakat,
Ilıca’ya bir vizyon katılamadı…
Tanıtımı yapılamadı..
Ilıca, yerel bir hamamdan çıkıp,
Bölgesel ölçekte bir şifa merkezi olarak anlatılamadı…
Elbette bunun için Başkan Ellibeş’i suçlamak manasız…
Ellibeş uğraştı, projeyi kabul ettirdi ve bitirtti..
Ama devamı ne yazık ki gelemedi..
Bölgenin şifa merkezi olması için herkesin umutla beklediği Ilıca,
Bir anda “ Düğün Salonu” diye anılmaya başlandı..
Geçmişi yüz yıllar öncesine dayanan bir tarihi miras,
Kasap havasına,çiftetelliye kurban edildi…
Şifa hamamının kükürt kokusu,
Sabah kahvaltılarının yumurta kokuları arasında yok oldu gitti..
Sadece “ yazık” demekten başka bişey gelmiyor elimizden ne yazık ki..
Hani “ Sussam gönül razı değil, söylesem tesiri yok”..
Bizimkisi tam da buna benziyor..
Dilerim Ilıca için çok da geç olmadan bir şeyler yapılır…
Oranın bir lokanta,düğün salonu, eğlence mekanı değil, şifa hane olduğu,
Binlerce yıllık tarihi geçmişinin bizler için emanet olduğu anlaşılır..,
Biz görevimizi yapıp tarihe not düşelim..
Belki bir tesiri olur, kulak veren çıkar..
Kalın Sağlıcakla…