Allah c.c. hem bizim hem alemlerin yaratıcısıdır. Gözle görünen ve görünmeyen her şey Allah'ın eseridir. İmanın altı şartından birisi ve birincisi “Allah'a İman” dır.Akıllı, erginlik çağına giren erkek –kadın her müslümanın Allah'ın varlığına birliğine inanması farzdır. Zaten insanoğlu yaratılıştan Allah'ın varlığını birliğini bulabilecek kapasitede yaratılmıştır. Hz.Peygamber s.a.v. doğan her çocuğun İslam fıtratı üzerine doğduğunu bildirir .Daha sonra kendi isteği ile fıtrat dini olan İslam'a veya çevresindeki batıl olan dinlere yöneldiğini görmekteyiz. Güzel yağlı boya bir tablo gördüğümüz zaman ressamına hayran bakarız.Güzel bir araba, bir uçak, bir gemi v.s. hep hayranlıkla izleriz. Bunların mutlaka bir ustası olduğunu aklımızla kabul ederiz.  Ama guguk kuşunun zararlı böcekleri yemesi gerektiğinden hızla çoğalmları gerekir. Kuluçka ve yavru büyütme uzun sürdüğünden başka kuşların yuvasındaki yumurtaları atıp kendi yumurtasını bırakmasına akıl erdiremiyoruz. Enteresan olan ve bilim adamlarının henüz çözemediği husus yuvadaki yumurtanın rengine göre yumurta yapmasını bu kuşa kim öğretti. Bilim adamları henüz araştırıyor. Torbasında yavrusunu büyütmekle bilinen ve Avusturalya'da yaşayan Kangru  ilk yavrusunu doğurur ve emzirmeye başlar. Ama bu emzirme devam ederken tekrar hamile kalır. Yeni doğan yavru bir taraftan eski yavru ise öbür taraftaki gögüsten süt emer. Ve asla karıştırmazlar. Bilim adamları aynı gögüzten gelen ama iki meme ucundan çıkan sütleri laburatuvarda inceleyince dehşete kapılmışlar. Çünkü aynı gögüsten farklı memelere inen sütteki vitamin değerleri  farklıdır. Yeni doğan yavrunun beslenmeye büyümeye daha çok ihtiyacı olduğundan  o gögüsten gelen sütün vitamin değeri fazla çıkmıştır. Bilim adamları bunu da henüz çözememiştir. Peki bu yeni doğan yavruya sadece bir gögüsten emmeyi öğreten ve vitamin değerlerini ayarlayan kimdir. Bu misalleri çoğaltmak mümkündür. Tüm bunlar tabiatta olup biten şeylerin Allah'ın varlığını ve birliğini ispat etmez mi? Muazzam bir planla her şey mükemmel bir düzen içinde işlemektedir. Kur'an- Kerim'de ihlas suresi olarak ta bildiğimiz suredeAllah'ın varlığı birliği eşi- benzeri olmadığı, doğmadığı doğrulmadığı ve hiçbir şeyin ona denk olmadığı belirtilmektedir. Allah yarattıklarından hiç birine benzemez. Varlığı kendindendir.Ne kadar düşünürsek düşünelim. Allah c.c. bizim düşündüğümüzün dışındadır. Her şey O'na muhtaçtır. O, hiçbir şeye muhtaç değildir. O, her zaman vardı, sonsuza kadar da var olacaktır. Allah diridir, her şeyi bilir, her şeyi işitir ve her şeyi görür. Kalbimizden geçenleri de bilmektedir. Allah irade sahibidir, diler ve dilediğini yapar. Onun kudreti sonsuzdur, her şeye gücü yeter. Allah yaratıcıdır, dilediğini yoktan var eder, dilediğini de yok eder. Evrende ne varsa hepsini O yaratmıştır. Allah harflere ve sese gerek olmadan söyler. Bazen Cebrail as. Vasıtası ile bazende direk olarak Sözünü Peygamberlerine duyurmuş, emir ve yasaklarını bildirmiştir. Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim Allah'ın sözüdür. Allah, merhameti sonsuz, bağışlaması bol Yüce bir varlıktır. Bize hayat veren, sayılamıyacak kadar nimetler bahşeden O'dur. Allah c.c.  bizi yarattıktan sonra da yalnız bırakmamış, Dini öğretecek peygamberler göndererek dünyada ve ahiret te mutlu olmanın nurlu yolunu göstermiştir. Hz. Muhammed s.a.v Dihye adlı sahabinin kılığına girip muslumanlara soru soran Cebrail as. a  “ihsan nedir?” diye sorulduğunda verdiği cevap enteresandır. “ihsan, Allah'ı görüyormuşcasına Allah'a kulluk etmektir.” Buyurmuştur. Tekirdağ_Hayrabolu da bulunan çarşı camiinin duvarında güzel bir yazı okumuştum. Hadis midir? Kelam-ı Kibar dan mıdır bilemem .Ama söz çok güzel: “Allah'tan utanmıyorsan dilediğini yap” İnsan, hiç kimsenin görmediği yerlerde bile ahlâka aykırı davranışlardan sakınır. Çünkü, Allah'ın her şeyi gördüğüne ve bildiğine inanır. Allah'a iman, her türlü iyiliğin kaynağıdır. Kur'an-ı Kerim'de bu konu şöyle açıklanmıştır: «Sizin Tanrınız, tek bir Tanrıdır. Ondan başka tanrı yoktur.» (3) Allah'ın birliği inancı, kalbleri aynı amaç etrafında birleştiren, müslümanlar arasında birlik ve beraberliği sağlayan önemli bir güçtür. Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Allah'ın nimetini sayacak olsanız bitiremezsiniz." (5) İnsan, kendisine iyilik edenleri sever. Öyle ise, en çok sevmemiz gereken varlık, Allah'tır. Çünkü O'nun bize olan iyilikleri sayılamayacak kadar çoktur. Biz de Allah'ımızı çok sevmeliyiz. Sevgi, sadece sözle olmaz. İnsan, sevdiğine saygı gösterir, sevdiğinin hoşlanmayacağı bir şeyi yapmaz. Allah sevgisi, O'nun mübarek adını saygı ile anmak, bize emrettiği ibadet görevlerini seve-seve yapmak ve yasak ettiği şeylerden sakınmakla olur. Böyle yaparsak, Allah da bizi sever ve dünyadaki nimetlerden çok daha fazlasını bize ahirette verir. Bir insan için en büyük mutluluk, Allah'ın sevdiği kişilerden olmaktır. Hazreti Ömer, halifeliği zamanında sütçülerin süte su katmasını yasaklamış ve bu emrini her tarafa duyurmuştu. Şehrin asayişini kontrol etmek için bir gece Medine'de dolaşırken yoruldu ve biraz dinlenmek üzere bir evin duvarına yaslandı. Evin içinde anne ile kızı arasında geçen şu konuşmayı duydu: Anne: - Haydi kızım: kalk da sütlere biraz su katıver. Kız: - Halifenin sütlere su katılmasını yasakladığını bilmiyor musun? Anne: - Evet biliyorum. Kız: - Öyle ise Halifenin yasakladığı işi nasıl yapabilirim? Anne: - Kalk da su koy şu sütlere, Ömer seni nereden görecek? Kız: - Ömer görmez ama Rabbim görür. Vallahi ben O'nun göreceği yerde yapmadığım bir işi görmediği yerde de yapmam. Hazreti Ömer, bu konuşmaları dinledikten sonra evine döndü. İyi bir din terbiyesi görmüş bu yüksek ahlâklı fakir kızı oğlu Âsım ile evlendirdi. (6) Mekke den tüm dünya Müslümanlarına selamlar dualar