RES, Rüzgar Enerji Santralleri...
Bizim hemen 80 – 90 km batımıza gittiğinizde de görebilirsiniz..
Hatta,
Balıkesir, Akhisar, Manisa yolunda,
Tepelere baktığınızda sıra sıra dizilidirler..
Decasa rüzgar güllerini andıran bu cihazlar,
Rüzgara dayalı enerji üretiyorlar..
Yani,
Enerji rüzgardan sağlanıyor...
Karadeniz’in derelerine HES’ler kuruldu...
Şimdi, doğru düzgün akan dere yok..
Termik santraller deseniz,
Kömür gibi katı yakıt tüketiyor ki,
Bir süre sonra bölge sakinleri nefes alamaz hale geliyor...
Oysa RES’ler bu santrallere göre daha çevreci...
Tamam,
Kuruluş yeri için belli bir metrekare gerekiyor..
Ama,
Her sefanın bir de cefası yok mu ?
Önceki gün Nüzhetiye Köylüleri,
Gölcük Köyleri Derneği Başkanlığı’nda Erikli tepe de yürüyüş yaptılar...
Amaç, bölgede yapılacak olan RES’lere karşı seslerini duyurmaktı...
Elbette onlarında köyleri, toprakları ve çevre ile ilgili kaygıları kaçınılmazdır,
Hakları da vardır..
Sözü fazla uzatmadan şunu söylemek gerek;
Bu tür eylemler ne yazık ki işe yaramıyor,
Yapmak isteyen bildiğini okuyor, yapıyor..
Öyle ise ,
Daha yolun başındayken köylü ile bakanlık yetkilileri bir araya gelmeli...
Eğer bu bölgede RES’ler kurulacaksa,
Bu çevreye,köylere en az zararla nasıl yapılabilir o görüşülmeli.....
Vatandaşın da canı yanmadan, gönüllü kırılmadan RES yapılacaksa yapılmalı...
RES’e Hayır da denecekse,
Daha katılımı, daha kitlesel kırıp dökmeyen ama çözüme gidilebilen yollar düşünülmeli...
Kalın Sağlıcakla..