65 gün sonra sandık başına gideceğiz... 65 gün sonra, Gölcük’ü ve büyükşehiri yönetecek olan isim belli olacak... Gölcük de Ak Parti ve CHP arasında geçecek olan seçim yarışına, Eğer aday çıkartırsa Saadet Partisi de katılacak.. Tabi bir de DSP’den Çağlayan Garipoğlu ile, Bağımsız aday Ezgin Aydın da oy pusulasında yerini alacak...  Ak Parti ve CHP için bu yarış, Ekiplerin değil, Başkan adaylarının götüreceği bir yarış olacağa benziyor.. Nedeni çok aslında.. İktidar partisinde,  beklenmeyen bir gelişme ile aday çıkan Yıldırım Sezer, Henüz tam anlamı ile siyasete ısındı denemez... Ekip denilince, Geçmiş seçimlerde büyük bir disiplinle, Eskisi, yenisi hemen herkesin bir ucundan tuttuğu seçim kampanyasında, Bu defa sanki bir isteksizlik gözleniyor.. Parti içi çekişmeler, Gruplaşmalar, başkan aday adaylığının ardından, Şimdi de belediye meclis üyeliklerinde kendisini açık açık belli ediyor.... Bırakın memleketci ayrışmaları, Aynı aileden olanlar bile bir birlerine muhalif durumda... “Ben asıl Ak Partiliyim”, “En öz Ak Partili Benim”, “O eskiden beygirciydi”, “Bunlar memlekete ne zaman geldi ?” tartışmaları, İktidar partisini adeta tüketiyor.. İşte bu nedenledir ki, Şu anda Ak Parti de sağlam bir ekipten söz etmek mümkün değil...  Gelelim CHP’ye.. CHP örgütleri nedense, Hiç bir seçimde tam anlamı ile çalışmamıştır..... Kampanya üç – beş kişinin sırtına bindirilmiş, “Canım isterse gelirim” havasında seçim çalışması yapılmıştır.. Oysa CHP örgütü yeterince disiplinli olsa ve çok daha fazla çalışsa, Sonucu değiştirmekte büyük etkisi olur.. Orada da, “Bu başkanın yanındaki kim ?” “Böyle mi seçim alacağız ?” “Başkan bizi aramadı ? “lakırdıları ile süreç geçiştirilmektedir..  Her iki parti de de işin büyük ve zor olan kısmı, Başkan adaylarına kalıyor.. Hangisi süreci daha iyi okuyup, Hangisi stratejisini daha iyi belirleyebilirse, Seçimi o ismin kazanacağı görülüyor...