Milli İstihbarat Teşkilatı,
Son yıllarda olduğu kadar,
Hiç dile düşmemişti..
Bir dokunulmazdı MİT…
Herkesiz biraz çekindiği,
Ama saygı duyduğu bir kurumdu..
Kimi insanlar hakkında gizlide gizliye,
“ MİT’de çalışıyormuş?” türünden rivayetler yürütülür,
“ Ulan belki de doğrudur” denilerek o kişiye bile yalan da olsa saygı gösterilirdi…
Milli İstahbarat Teşkilatı müsteşarının adını çoğu kişi bilmez,
Bu kişi öyle gazetelere falan da çıkmazdı…
Sonra bir şeyler oldu…
MİT,
Yani Milli İstihbarat Teşkilatımız gazete sayfalarında yer almaya başladı…
Kimi görevlilerinin bile fotoğrafları yayınlanır,
Kimi gazetelerde,
Ciddi eleştiriler yazılmaya başlandı…
Bizim MİT,
Alenen konuşulur,
Alenen tartışılır hale geldi..
Oysa,
Temeli “ Teşkilat-ı Mahsusa’ya” dayanan,
Kuşçubaşı Eşreflerin, ve daha nice isimsiz kahramanların görev yaptığı kurumdur MİT..
Bilirmisiniz ki,
MİT de görev yaparken şehit olanlara tören bile yapılmaz…
Kimselere duyurulmaz öldükleri..
Yaşarken nasıl bir “sır” oldularsa,
Şehitlikleri de öyle “sır” olarak kalırlar..
Devlet kurumlarının başında kimin olduğu belli önemli değildir…
Bugün Ahmet olur, yarın Mehmet !..
Önemli olan devlet kurumlarının bekası, varlığının devamıdır…
Artan terör olayları ile birlikte,
Milli İstihbarat Teşkilatımıza inanılmaz saldırılar yapılmaya başlandı…
Özellikle sosyal medya da,
Kim oldukları, bu ülke için ne yaptıkları belirisiz isimler MİT’i yerden yere vurmaya başladılar…
“ Saldırılardan neden MİT’in haberi olmamış”,
“ MİT uyumuş mu ?” ve benzeri sözlerle,
MİT gibi bir kurum yıpratılmanın da ötesinde yok edilmeye çalışılıyor…
İstihbarat teşkilatları her şeyi bilecek diye bir şey yok !..
Öyle olsa CİA, 11 Eylül saldırılarını bilir,
KGB ya da FSB , Kızıl Meydana bir küçük bir uçağın inişini habr alırdı…
Aksine, MİT’in, bizlerin asla haberi bile olmayacak çok sayıda saldırı ya da sabotajı da önlediği muhtemeldir.
Bazıları sevincecek diye bu ülke MİT’i kapatacak değildir…
Kalın Sağlıcakla…