LASTİK İŞ
Ersin AKBOYUN
Köşe Yazarı
Ersin AKBOYUN
 

ÖZGÜR BASIN SAFSATASI !

Bugün 10 Ocak.. 1961 yılında, Gazetecilerin 9 patrona karşı yürüttüğü hak mücadelesinin yıl dönümü... Adını da "Çalışan Gazeteciler Günü" koymuşlar... Her yıl sorarım, Ya, ÇalışAmayanlar ? Çalıştırılmayanlar ? İşssizlikten ruh sağlığını kaybedenler ? İntiharın eşinde dolananlar ? O'nların günü yok mu ?   Sabahtan beri herkes gazeteciler günümüzü kutluyor.. Sağolsunlar, nezaketlerini gösterdiler.. Ancak, bugün  kutlanabilecek bir "gazetecilik" kalmamıştır ülkemizde.. Bakmayın siz, bu kent de onlarca internet sitesi olduğuna.. Kanmayın, 15-20 basılı gazetenin çıktığına.. Müteahhit patron para vermez ise, bir tanesi yayın yapamaz.. Nasıl özgür olacak bu basın ?   Diyeceksiniz ki yeni mi böyle ? Değil,  30 yıl öncesinde de gazeteci özgür değildi... Patronun istemediği haber gazeteye giremezdi.. Her Aralık ayında, gazetelerde tensikat söylentileri çıkar, Yüzlerce gazeteci kapının önüne konulurdu.. Gazeteci milleti, maaşına güvenip, Taksitle buzdolabı alamazdı..   Peki son yıllarda ne oldu ? İlk sorun iktidarın kendi yandaş medyasını yaratmasıyla başladı.. Düşük profilli, çoğunluğu vizyonsuz bir takım isimler gazeteci yapıldı.. Promosyondu, reklamdı derken bu isimler zenginleştirildi... Gazetelerin meslek örgütlerine adeta çöküldü !.. Kimse açık açık "yazma" demedi ama yazanın da başına gelmeyen kalmadı.. Son 10 yılda mesleğe başlayanların hiç biri, Bağımsız, otosansürsüz haber yazmayı  bilmez hale geldi...   Bir de özgür basın meselesi var elbet .. Bugün özgür basını istediğini iddia eden kim varsa yalan söyler.. Özgür basın bir tek "vatandaşın", "mağdurun", "mazlumun" işine yarar ki, O'nların da korkudan sesi çıkmaz.. Basınına , gazetesine, televizyonuna sahip çıkamaz !   Bir muhalefet il başkanı için iki satır yazın, yankısı ilçe başkanından gelir... Hele küçük yerlerde, İktidarı ve muhalafeti arasında sanki gizli , adı konmamış bir anlaşma vardır.. Muhalefet konuşmaz, sormaz,  "Aman belediye başkanını, iktidar il başkanını üzmeyeyim benim gemi yürüsün" der, Siz, bu kent de doğru düzgün muhalefet yapan tek isim söyleye bilir misiniz ? Muhalefet, muhalefet görevini gazeteciden bekler... Gaza getirdim sanıp üflediği üç beş cümleyi yazmayınca da adını " yandaş" koyar.. "Gazetecinin görevinin muhalefet değil,muhalafetin söylediklerini yazmak olduğunu bilir de, işine gelmez"..   İktidar mensuplarını saymıyorum bile.. Onlar için de en iyi gazeteci " Evet efendim, sepet efendim" deyip, "Siz ne büyük insansınız"  yazandır.. İçlerindeki koltuk mücadelelerini, "Hep bize, rab bize" dediklerini yazarsanız kötü olursunuz.... O yüzden, ne iktidarı, ne muhalefeti özgür basın istemez.. İşte sene de bir gün iki satır "kutlarlar" gazetecileri o kadar... Samimi değillerdir...   Sözün özü; Bazı ülkeler bugün  Medeniyse, Kalkınmışssa, Kamu kaynakları korunuyor,  Sosyal adalet sağlanıyorsa ; Bu basının sayesindedir.. Basın , gördüğü olumsuzlukları kamu adına yazar, sorar.. Basının denetim mekaznizmsı sayesinde herkes işini düzgün yapar. Yapmayan olursa da halk da bunun cezasını sandıkta keser.. Biz de bu olur mu ? Halk basınına sahip çıkar mı ? Hiç sanmam ! O nedenle, Biz de gerçek gazeteciler işssiz, Sonradan olma gazeteciler makbuldür... Kalın sağlıcakla...
Ekleme Tarihi: 10 Ocak 2021 - Pazar
Ersin AKBOYUN

ÖZGÜR BASIN SAFSATASI !

Bugün 10 Ocak..

1961 yılında,

Gazetecilerin 9 patrona karşı yürüttüğü hak mücadelesinin yıl dönümü...

Adını da "Çalışan Gazeteciler Günü" koymuşlar...

Her yıl sorarım,

Ya, ÇalışAmayanlar ?

Çalıştırılmayanlar ?

İşssizlikten ruh sağlığını kaybedenler ?

İntiharın eşinde dolananlar ?

O'nların günü yok mu ?

 

Sabahtan beri herkes gazeteciler günümüzü kutluyor..

Sağolsunlar, nezaketlerini gösterdiler..

Ancak, bugün  kutlanabilecek bir "gazetecilik" kalmamıştır ülkemizde..

Bakmayın siz, bu kent de onlarca internet sitesi olduğuna..

Kanmayın, 15-20 basılı gazetenin çıktığına..

Müteahhit patron para vermez ise, bir tanesi yayın yapamaz..

Nasıl özgür olacak bu basın ?

 

Diyeceksiniz ki yeni mi böyle ?

Değil,  30 yıl öncesinde de gazeteci özgür değildi...

Patronun istemediği haber gazeteye giremezdi..

Her Aralık ayında, gazetelerde tensikat söylentileri çıkar,

Yüzlerce gazeteci kapının önüne konulurdu..

Gazeteci milleti, maaşına güvenip,

Taksitle buzdolabı alamazdı..

 

Peki son yıllarda ne oldu ?
İlk sorun iktidarın kendi yandaş medyasını yaratmasıyla başladı..

Düşük profilli, çoğunluğu vizyonsuz bir takım isimler gazeteci yapıldı..

Promosyondu, reklamdı derken bu isimler zenginleştirildi...

Gazetelerin meslek örgütlerine adeta çöküldü !..

Kimse açık açık "yazma" demedi ama yazanın da başına gelmeyen kalmadı..

Son 10 yılda mesleğe başlayanların hiç biri,

Bağımsız, otosansürsüz haber yazmayı  bilmez hale geldi...

 

Bir de özgür basın meselesi var elbet ..

Bugün özgür basını istediğini iddia eden kim varsa yalan söyler..

Özgür basın bir tek "vatandaşın", "mağdurun", "mazlumun" işine yarar ki,

O'nların da korkudan sesi çıkmaz..

Basınına , gazetesine, televizyonuna sahip çıkamaz !

 

Bir muhalefet il başkanı için iki satır yazın, yankısı ilçe başkanından gelir...

Hele küçük yerlerde,

İktidarı ve muhalafeti arasında sanki gizli , adı konmamış bir anlaşma vardır..

Muhalefet konuşmaz, sormaz, 

"Aman belediye başkanını, iktidar il başkanını üzmeyeyim benim gemi yürüsün" der,

Siz, bu kent de doğru düzgün muhalefet yapan tek isim söyleye bilir misiniz ?

Muhalefet, muhalefet görevini gazeteciden bekler...

Gaza getirdim sanıp üflediği üç beş cümleyi yazmayınca da adını " yandaş" koyar..

"Gazetecinin görevinin muhalefet değil,muhalafetin söylediklerini yazmak olduğunu bilir de, işine gelmez"..

 

İktidar mensuplarını saymıyorum bile..

Onlar için de en iyi gazeteci

" Evet efendim, sepet efendim" deyip,

"Siz ne büyük insansınız"  yazandır..

İçlerindeki koltuk mücadelelerini,

"Hep bize, rab bize" dediklerini yazarsanız kötü olursunuz....

O yüzden, ne iktidarı, ne muhalefeti özgür basın istemez..

İşte sene de bir gün iki satır "kutlarlar" gazetecileri o kadar...

Samimi değillerdir...

 

Sözün özü;

Bazı ülkeler bugün 

Medeniyse,

Kalkınmışssa,

Kamu kaynakları korunuyor, 

Sosyal adalet sağlanıyorsa ;

Bu basının sayesindedir..

Basın , gördüğü olumsuzlukları kamu adına yazar, sorar..

Basının denetim mekaznizmsı sayesinde herkes işini düzgün yapar.

Yapmayan olursa da halk da bunun cezasını sandıkta keser..

Biz de bu olur mu ?

Halk basınına sahip çıkar mı ?

Hiç sanmam !

O nedenle,

Biz de gerçek gazeteciler işssiz,

Sonradan olma gazeteciler makbuldür...

Kalın sağlıcakla...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.