Mesele bu kadar net !..
Parası olmayan, cebinden bir siyasi partiyi sırtlayamayan siyaset yapmasın !..
Gitsin kahvede otursun, Okeye dördüncü olsun,
Kavaklı da balık tutsun..
Ama, kalkıp da ben başkan olacağım demesin..
Ya da dememeli..
Sözüm elbette, bir siyasi partiye üye olanlara,
Gönüllü neferlere değil..
Sözüm, bir siyasi partinin ilçe başkanlığına talip olanlaradır…
Neden derseniz;
Partisinin kirasını ödeyemeyen,
Çaycının bile çay götürmediği,
Seçimden seçime gelecek üç kuruşla partiyi idame etmeye çalışan ilçe başkanı dönemi bitmiştir…
Siz eğer, bir partinin en azından genel giderlerini,
Sağa sola olan borçlarını karşılayabiliyor,
Bir yerlere çiçek gönderebiliyor,
İki aracın deposunu benzinle doldurabiliyorsanız ne ala..
Yoksa, gerçekten parti başkanlığına aday olmayın derim ben..
Çünkü, bu gibi başkanlıkların sonu hep hüsranla bitiyor…
Bir süre el bebek gül bebek giden işler,
Bir süre sonra “ Ben kerizmiyime” dönüyor…
Başlıyor dedikodular, başlıyor çekişmeler…
Sanmayın ki partililer siyasal farklılıklardan dolayı bir birine düşüyor,
Asıl neden parasızlık !..
Açın bakın yakın geçmişte yaşananları,
Temelinde hep imkansızlık yatıyor..
Artık, “ Ben delegeyi ayarlayım, Başkan olayım” devri kapandı..
Bu şekildeki başkanı köşedeki simitçi bile ciddiye almıyor ki,
Seçmen, kamuoyu nasıl ciddiye alsın!..
Dediğim gibi,
Parası olmayan siyaset yapmasın !..
Gitsin okey oynasın, balık tutsun
Hiç olmaz ise millet “ Böyle bir parti kaldı mı?” demez !..
Kalın Sağlıcakla…