Siyaset ne için yapılır ?
Hizmet etmek, hizmet üretmek için değil mi ?
Ne yazık ki Türkiye ‘de değil..
Türkiye de siyaset,
“ İşsize iş kapısı” olduğu için yapılır !..
Cümle çok kesin hükümlü oldu farkındayım ama,
Siyaset tarihimize baktığınızda,
Hizmet üretenlerden çok,
Hizmeti “götürenlere” rastlarız ne yazık ki..
Bu da günümüzde,
“ Gir siyasete, at kapağı bir yerlere” ya da,
“ Siyaset yap ki, gücün olsun, bu gücü ticarette kullan, parayı bul” mantığıyla bütünleşmiştir....
Hele ki memlekette,
20 metrekarelik dükkanlarda sıradan esnaflık yaparken,
Nasıl iş adamı olunduğu görülünce,
“ Siyasetin neden yapıldığını” daha iyi kavraya bilirsiniz..
Hiç mi yoktur, vatana, millete faydalı olmak isteyen, yeteneklerini, bilgisini siyaset aracılığıyla aktarmak isteyen ?
Elbette vardır !..
Fakat dedik ya;
Bir el de kaç parmak varsa, sayıları da işte o kadardır..
Oysa, yine sıkça görülen bir son vardır böylesi siyaset geçinicileri için...
Siyaset kulvarındayken ne kazanırlarsa kazansınlar,
O kulvardan çıktıktan sonra kaybederler...
İster “ helal değil” deyin, ister “ takdir-i ilahi”..
Çünkü, siyasetle kazanılan o servetleri yönetmek için zeka gerekir, beceri gerekir..
İşte o noktada,
Siyasetde ki kurnazlıklarla, yalpalamalarla, evet efendimler sayesinde kazanılan o parayı yönetecek zekası olmayan zat-ı muhteremleri hep aynı son bekler..
Sözün özü; Siyasetle kazanılan, siyasetten sonra uçar, gider !...