Allah c.c. bizim yaratanımız, sahibimiz, yardımcımız, dostumuz, büyütüp besleyenimizdir. O, bizi en çok sevenlerden daha fazla sever. Sıkıntılı bunalımlı anlarımızda, dertleşeceğimiz, arzu ve dileklerimizi anlatacağımız sahibimizdir. En bulaşıcı hastalıkla mücadelede en yakınlarımızın bile bana bulaşmasın diye etrafımızdan kaçtığı anlarda da biz “Allahım” dersek o bize “buyurun kulum” der.
Allah c.c. Kur'an-ı Kerim'de “bana dua edin (benden isteyin) ben isteklerinize icabet edeyim” buyurmaktadır. Başka bir ayette ise “Biz kullarımıza şah damarından daha yakınız” buyurmaktadır. Allah bize bu kadar yakın ken biz acaba Allah'a ne kadar yakınız. Mesele buradadır. Allah'ın rahmet kapıları tatil, gece, gündüz, yaz, kış fark etmeksizin devamlı açıktır.Dua etmek için illa camiye gitmek şart değildir.Her yerde her şartta yapılabilir. Tabi isteklerimizin arzularımızın yerine gelebilmesi için sadece sözlü dua ile yetinmemek gerekir. Fiili duayı da yapmak lazımdır. Üniversite sınavına giren bir genç hiç çalışmadan sadece dua etmesi yeterli değildir. Önce çalışarak fiili duayı yapmalı, sonra ellerini Allah'a açmalıdır. Veya Tarlaya mısır ekmeden Allah'tan yağmur isteyen çifçi gibi de yapmamalıdır. Yani önce tarlaya mısırı ekerek fiili duayı yapmalı sonra Mevladan yağmur istemelidir.
Bazı insanlar “ben hem fiili duayı yaptım, hemde ellerimi açarak dua ettim, ama yine duam kabul olmadı .” şeklinde konuşmaktadır ki, bu çok hatalıdır. “Semiud- Dua (Duaları İşiten ) Allah c.c. bütün dualara cevap verir. Ama bazı isteklerimizi ahrete erteleyebilir. Kişi bunda da bir hayır vardır deyip Allah'a olan güvenini asla yitirmemelidir.
Dua binasının temelini sağlam kurmalıdır. Çiğ soğan ve sarımsak dua etmeden önce yenmemiş olması, abdestli yapılması, kıbleye mümkünse dönülmesi, duadan önce Allah rızası için 2 rek'at namaz kılınması uygun olur.
Bazı insanlar türbelere giderek onlardan ev, çocuk, araba v.s. istemektedirler. Ben yıllarca önce İstanbul da bulunan Halid İbni Zeyd Ebu Eyyub el Ansari (EYÜP SULTAN) hazretlerinin huzurunda durup “Ayol nolursun bana bir çocuk versene ) diyen bir hanımın duasını duydum ve üzüldüm.
Kişi bir şey isterken direk Allah'tan istemelidir. Peygamberimiz Hz.Muhammed s.a.v. ancak Allah'ın izni ile şefaatçi olacağını bizzat Kur'an-kerim bize bildirmektedir.
Filan türbenin, filan şeyhin, müftünün, hacının, hocanın, gavsın başı için diyerek dua edilmesi uygun değildir. Ya Rabbi Hz. Muhammed hürmetine, bu mübarek zatlar hürmetine bizim duamızı , isteklerimizi kabul buyur demekte bir mahzur yoktur. Ama o zatlardan himmet ve yardım beklemek, çocuk istemek, iş istemek doğru değildir.
“İyyake na'budu ve iyyake nesta'in” diyelim. Yani “Allahım ! ancak sana ibadet eder, ve ancak senden yardım isteriz.”