LASTİK İŞ
Mustafa OKULLU
Köşe Yazarı
Mustafa OKULLU
 

ZAFER KAZANMAK

Islam barış, hoşgörü, ve kardeşlik dinidir. Kavga, terör, anarşi ve savaş dini değildir. Ancak dinî hüriyeti esas alan İslam, ibadetlerin tam yerine gelmesi için bağımsızlığı ön şart olarak bildirmektedir. Yani bağımsız ve hüriyet elden alındığında tam anlamıyla ibadetlerimizi yerine getiremeyiz. İnsanların barış içersinde yaşaması esastır. Vatan toprakları işgal altına girdiğinde savaş mukaddes bir görev olarak görülmüş, şehitlik ve gazilik yüce bir şeref olarak Kabul edilmiştir. Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerimde; “Sizinle savaşan düşmanlarla Allah yolunda siz de savaşın. Sakın aşırı gitmeyin çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez”Bakara 190 .ayet. “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma, bilakis onlar diridirler. Rableri katında Allah’ın lütfünden kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar.”Al-i İmran 169.ayet Buyurmaktadır. Ecadıdımız vatan işgal edildiği zaman en ağır şartlarda düşmanlara , dünyada işine raslanmayan altın sayfalar yazdırmayı başarmışlardır. Yağmur yağdığında mermilerin ıslandığını gören kahraman anne, bebeğinin üstündeki yorganı alıp mermilerin ıslanmasını önlemiştir. Sonuçta vatan kurtulmuş, ama bebeği soğuktan vefat etmiştir. Bir insan gücüyle  taşınması imkansız olan bombayı sirtlayıp koca bir gemiyi denizin dibine gömmüştür. İslam Dini vatanın korunmasına ayrı bir değer vermiştir. Bu hususta nöbet tutulmasını, peygamberimiz övmüştür. Sevgili peygamberimiz şöyle buyurmaktadır. “İki göze cehennem ateşi dokunmaz. Allah korkusundan ağlayan göz ve Allah yolunda nöbet bekleyen göz.”Riyazus Salihin Hadis No: 1308 “Allah yolunda yaralanan bir kimse kıyamet gününde yarasından kan akarak Allah’ın huzuruna gelir. Rengi, kan renginde, kokusu ise misk kokusudur.” Buhari Cihad: 10 Elbette savaş istenen bir şey değildir. Ancak şerefli bir hayat sürdürebilmenin şartı, vatan, millet ve mukaddesat uğrunda can verebilmeyi göze almaktır. Yüce Rabbimiz Kuran-ı Kerim’de: “Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, öldürülürler…) (Tövbe 111.ayet.)buyurarak namus ve mukaddes değerleri için savaşanlara, canları karşılığında cennetini vaat etmiştir. Ancak kuvvetli iman sahibi insanlar büyük zaferlere erişebilirler.  Ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın, eğer inanmışsanız üstün gelecek olan sizlersiniz.”[Al-i İmran 139] Ecdadımız bu duygu ile hareket etmeseydi, elbette şu anda bu topraklarda esaret altında olacaktık. 30 Ağustos zaferi, büyük imkânlar içerisinde ve kolay bir şekilde kazanıldı sanılmasın. Milletimiz büyük yokluklar içerisinde bu zaferi kazandı. Her milletin tarihinde bağımsızlıkları için ödediği bir takım bedeller ve bunların karşılığında Allah’ın lutfettiği mükâfatlar vardır. Milletimizin tarihe altın harflerle yazdığı destanlardan biri de 30 Ağustos Zafer’idir.  Ecdadımız o gün, dinini, ırzını ve vatanını çiğnetmemek için canlarını hiç çekinmeden feda ederek büyük bir zafere imza attılar. Bu vesileyle bizler de 30 Ağustos gününü zafer bayramı olarak kutlamaktayız. 30 Ağustos’u zafere dönüştüren ruhu çok iyi kavramalıyız. Çünkü çocuklarımıza tarihlerini doğru bir şekilde anlatmak zorundayız. Bu meselede bize düşen, zaferlerle öğünmekten ziyade bizleri söz konusu zaferlere götüren ruh ve şuuru iyi kavramaktır. Peygamberimiz s.a.v.şöyle buyuruyor: “Kim Allah’ın dininin üstün gelmesi için gayret ederse o Allah yolundadır”  [Buhari, Cihad-15] Cumanız Mübarek olsun.İstanbul’dan tüm dünyaya selamlar dualar. 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI KUTLU OLSUN.
Ekleme Tarihi: 30 Ağustos 2013 - Cuma
Mustafa OKULLU

ZAFER KAZANMAK

Islam barış, hoşgörü, ve kardeşlik dinidir. Kavga, terör, anarşi ve savaş dini değildir. Ancak dinî hüriyeti esas alan İslam, ibadetlerin tam yerine gelmesi için bağımsızlığı ön şart olarak bildirmektedir. Yani bağımsız ve hüriyet elden alındığında tam anlamıyla ibadetlerimizi yerine getiremeyiz. İnsanların barış içersinde yaşaması esastır. Vatan toprakları işgal altına girdiğinde savaş mukaddes bir görev olarak görülmüş, şehitlik ve gazilik yüce bir şeref olarak Kabul edilmiştir.

Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerimde; “Sizinle savaşan düşmanlarla Allah yolunda siz de savaşın. Sakın aşırı gitmeyin çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez”Bakara 190 .ayet.

“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma, bilakis onlar diridirler. Rableri katında Allah’ın lütfünden kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar.”Al-i İmran 169.ayet

Buyurmaktadır.


Ecadıdımız vatan işgal edildiği zaman en ağır şartlarda düşmanlara , dünyada işine raslanmayan altın sayfalar yazdırmayı başarmışlardır. Yağmur yağdığında mermilerin ıslandığını gören kahraman anne, bebeğinin üstündeki yorganı alıp mermilerin ıslanmasını önlemiştir. Sonuçta vatan kurtulmuş, ama bebeği soğuktan vefat etmiştir.

Bir insan gücüyle  taşınması imkansız olan bombayı sirtlayıp koca bir gemiyi denizin dibine gömmüştür.

İslam Dini vatanın korunmasına ayrı bir değer vermiştir. Bu hususta nöbet tutulmasını, peygamberimiz övmüştür. Sevgili peygamberimiz şöyle buyurmaktadır.

“İki göze cehennem ateşi dokunmaz. Allah korkusundan ağlayan göz ve Allah yolunda nöbet bekleyen göz.”Riyazus Salihin Hadis No: 1308

“Allah yolunda yaralanan bir kimse kıyamet gününde yarasından kan akarak Allah’ın huzuruna gelir. Rengi, kan renginde, kokusu ise misk kokusudur.” Buhari Cihad: 10

Elbette savaş istenen bir şey değildir. Ancak şerefli bir hayat sürdürebilmenin şartı, vatan, millet ve mukaddesat uğrunda can verebilmeyi göze almaktır. Yüce Rabbimiz Kuran-ı Kerim’de: “Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, öldürülürler…) (Tövbe 111.ayet.)buyurarak namus ve mukaddes değerleri için savaşanlara, canları karşılığında cennetini vaat etmiştir.

Ancak kuvvetli iman sahibi insanlar büyük zaferlere erişebilirler.  Ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın, eğer inanmışsanız üstün gelecek olan sizlersiniz.”[Al-i İmran 139] Ecdadımız bu duygu ile hareket etmeseydi, elbette şu anda bu topraklarda esaret altında olacaktık. 30 Ağustos zaferi, büyük imkânlar içerisinde ve kolay bir şekilde kazanıldı sanılmasın. Milletimiz büyük yokluklar içerisinde bu zaferi kazandı.

Her milletin tarihinde bağımsızlıkları için ödediği bir takım bedeller ve bunların karşılığında Allah’ın lutfettiği mükâfatlar vardır. Milletimizin tarihe altın harflerle yazdığı destanlardan biri de 30 Ağustos Zafer’idir.  Ecdadımız o gün, dinini, ırzını ve vatanını çiğnetmemek için canlarını hiç çekinmeden feda ederek büyük bir zafere imza attılar. Bu vesileyle bizler de 30 Ağustos gününü zafer bayramı olarak kutlamaktayız. 30 Ağustos’u zafere dönüştüren ruhu çok iyi kavramalıyız. Çünkü çocuklarımıza tarihlerini doğru bir şekilde anlatmak zorundayız. Bu meselede bize düşen, zaferlerle öğünmekten ziyade bizleri söz konusu zaferlere götüren ruh ve şuuru iyi kavramaktır.

Peygamberimiz s.a.v.şöyle buyuruyor: “Kim Allah’ın dininin üstün gelmesi için gayret ederse o Allah yolundadır”  [Buhari, Cihad-15]

Cumanız Mübarek olsun.İstanbul’dan tüm dünyaya selamlar dualar.



30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI KUTLU OLSUN.


Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.