Dini bayramlarımızdan birisi olan kurban bayramını idrak etmenin sevinci içerisindeyiz. Bizi bugünlere sağlıkla eriştiren Cenab-ı Hakk'a hamd ediyor, O'nun Sevgili Peygamberi Muhammed Mustafa (s.a.s.)'e salât ve selam ediyoruz.
Kurban, kurban bayramı günlerinde ibadet niyetiyle belli hayvanlardan birini keserek yapılan bir ibadettir. Kurban, Allah Tealâ'nın ihsan buyurduğu varlığa bir teşekkürdür. Kurban ibadeti, mahiyet itibari ile farklı olsa da Hz. Adem'e kadar uzanmaktadır. (Bkz.Maide,5/27) Kur'an-ı Kerim'de Yüce Mevla şöyle buyurmaktadır:
"Her ümmet için Allah'ın kendilerine rızık verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık." (Hac, 22/34) İlahi dinlerin hepsinde kurban ibadetinin olduğunu da bu ayetten anlıyoruz.
Ama günümüzdeki anlamıyla, İslam'da Kurban'ın tarihçesi, Hz. İbrahim Peygamber ile başlar:
100- "Ey Rabbim! Bana salihlerden (bir oğul) ihsan et!"
101- Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik.
102- Oğlu, yanında koşacak çağa gelince: "Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne düşünürsün?" dedi. Çocuk da: "Babacığım sana ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.
103- Ne zaman ki ikisi de bu şekilde Allah'a teslim oldular, İbrahim oğlunu şakağı üzerine yatırdı.
104- Biz de ona şöyle seslendik: "Ey İbrahim! "
105- "Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki, biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız."
106- "Şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı." (dedik)
107- Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik.
108- Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık.
109- Selam olsun İbrahim'e... ( Saffat, 37/100-109)
Kurban Nedir?
"Sözlükte "yaklaşmak, Allah'a yakınlık sağlamaya vesile olan şey" anlamına gelen kurban, dini bir terim olarak, "ibadet maksadıyla belirli bir vakitte belirli şartları taşıyan hayvanı usulünce boğazlamak, ya da bu şekilde boğazlanan hayvan" demektir. Arapça'da bu şekilde kesilen hayvana udhiyye denilir." (İlmihal 2, TDV, s.1)
Kurban, insanın Allah'a yaklaşmasına ve O'nun rızasını kazanmasına vesile olan bir ibadettir. "Kurban" kelimesinde bu mana vardır. İnsan kurban kesmekle İbrahim (a.s.) gibi Allah'a ve O'nun emirlerine bağlılığını, gerekirse O'nun rızasını kazanmak için her fedakârlığa katlanacağını göstermiş olur.
Kurbanda Niyetin Önemi:
Yaptığımız her işte ve ibadette olduğu gibi kurban ibadetinde de niyetin önemli bir yeri vardır. Nitekim Yüce Allah şöyle buyuruyor:
“Onların ne etleri, ne de kanları Allah'a ulaşmaz. Fakat sizin takvanız (yani Allah'a olan samimi saygınız) O'na ulaşır. Allah, onları bu şekilde size boyun eğdirdi ki, size (onları emriniz altına alma) yol(unu) gösterdiği için Allah'ın büyüklüğünü haykırınız. Yaptıkları işleri güzel yapanları ve iyilikte bulunanları müjdele." (Hac, 22/37)
Bu ayetlerde "kesilen kurbanlık hayvanların et ve kanlarının değil bu kesimi yapan müslümanın niyet, takva ve bağlılığının Allah'a ulaşacağı bildirilmiştir. Esasen kurbanı diğer hayvan kesimlerinden ayıran da budur. Niyette aslolan kalbin niyetidir, dil ile açıkça söylenmesi gerekmez." (İlmihal II, TDV, s.8) Keseceğimiz kurbanlarımızın yaratıcımızın katında makbul olabilmesi için niyetimize çok dikkat etmeli, bu ibadetimizde sadece, et elde etme veya adet yerini bulsun gibi, başka hiçbir niyet veya maksada gönlümüzde yer vermemeli, kurbanımızı sadece Yüce Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak ve O'nun bize olan sonsuz nimetlerini bir şükür nişanesi olarak kesmeliyiz.
Maide suresindeki şu ayet-i kerimeler bu konuyu bir örnek vererek açıklıyor. Allah Tealâ buyuruyor. "(Ey Muhammed) Onlara Adem'in iki oğlu ile ilgili haberi hakkıyla oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti (Kurbanı kabul edilmeyen ötekine).
-Seni öldüreceğim, demişti. Diğeri ise :
- Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder, dedi ve devam etti
"Allah'a yemin ederim ki sen beni öldürmek için bana el uzatsan da ben seni öldürmek için sana el uzatacak değilim. Ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım.'' dedi. (Maide, 5/27-28)
Görülüyor ki, kurban kesenlerden biri iyi niyeti ve Allah'tan korkması sebebiyle sunduğu kurban kabul görmüş, diğeri ise kötü niyeti sebebiyle kurbanı kabul edilmemiştir.
Zaten kurbanımızı keserken okuduğumuz şu ayetle de niyetimizin nasıl olması gerektiği belirtiliyor.
"De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir. O'nun hiçbir ortağı yoktur; böyle emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim." (Enam, 6/162-163)
Sevgili Peygamberimiz de bu konuda şöyle buyurmuştur : "Amellerin kıymeti ancak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan ancak odur.'' (Buhari, İman, 1)
Kurban, İslâm'daki sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın bir başka örneğidir. Her gün dünyada sayısız hayvan kesilir ve bundan çoğunlukla varlıklı kimseler yararlanır. Halbuki kurban bayramında kesilen kurbanlardan daha çok yoksullar ve hayır kurumları istifade eder.
Kurban bir gelenek değil, kitap ve sünnetle meşrûiyeti sabit olan bir ibadettir. Kurban da zekat gibi Hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
“Kendilerine ait bir takım menfaatlara şahit olsunlar; Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları kurban ederken Allah'ın adını ansınlar; siz de onlardan yiyin, yoksulu ve fakiri doyurun.” (Hacc 22/28)
" Kurbanlık büyük baş hayvanları da sizin için Allah'ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır.Onlar saf saf sıralanmış dururken (kurban edeceğinizde) üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik." (Hacc, 22/36)
Peygamberimiz de bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Ademoğlu kurban bayramı günü, Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmamıştır. Şüphesiz ki o kesilen kurban kıyamet günü boynuzları ve kılları ile gelir. Hiç şüphe yok ki, kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında kabul görür. Öyle ise gönüllerinizi kurban ile hoş edin." (Tirmizî, Edâhî 1, (1493); İbnu Mâce, Edâhî 3, (3126)
Peygamberimiz kurbanı tavsiye ederlerken kendileri bizzat kurban keserek de örnek olmuşlardır. Müslim'in rivayetine göre Enes (r.a.) şöyle demiştir :
Ebu Said (r.a) anlatıyor: "Rasulullah (sav) boynuzlu erkek bir koçu kurban etti"(Tirmizî, Edâhî 4, (1496); Ebu Dâvud, Dahâyâ 4, (2796); Nesâî,Dahâyâ 14, (7, 221); Müslim, Edâhî 19,)