Ramazan ayı hayatımıza ayrı bir disiplin getirerek nizama koyar. Gündüzümüz ayrı bir programla gecemiz ayrı bir programla geçer. Günümüzü süsleyen oruçlarımız akşamlarımızı süsleyen iftarlarımız, eş dost ve arkadaş, zengin fakir demeden insanlarla Camilerde bir araya gelişimiz, namaz ve teravihi beraber kılmamız ramazan sohbetlerimiz manevi zevk kazandıran ruhumuzu inceltip merhamet duygularımızı arttıran bir ibadettir.
Şuurlu ve disiplinli şekilde eda edilen ibadetler fertlerin şahsiyetlerinin gelişmesinde, toplumun müşterek paydalar etrafında kenetlenmesinde çok önemli katkılar sağlar. Bu güzel davranışlar yeni yetişmekte olan çocuklar üzerinde fevkalade önemli ve müspet izler bırakır. Kendi evindeki tabakta duran eriği Oruçlu olduğu için yemeyen çocuk başka zamanlar komşunun bahçesindeki erik ağacından çalmayı asla düşünmez. Ramazan ve Oruç çocuklar üzerinde dinî duygu ve düşüncenin gelişmesinde ayrı bir iz bırakır. Çocuklarımızın hafızalarında ve gönüllerinde ayrı bir iz bırakması için ailelere çok büyük görevler düşmektedir. Küçük çocukları öğleye kadar oruç tutturup hediyelerle onları mükâfatlandırmak lazımdır. Ramazan da her yörenin kendine has güzel gelenekleri vardır. Bu gelenekleri yaşatarak çocuklarımıza da örnek olmamız lazımdır.
Ramazan ayında okuduğumuz ve dinlediğimiz mukabelelerin anlamını da okuyarak Kur’an-ı Kerim’i daha iyi anlamaya çalışmamız lazımdır.
Ramazan ve orucun faydalarından biri de nefsin istek ve arzularına karşı sabırlı olmayı öğreterek kişiye disiplinli olmayı öğretir.
Müminler Ramazan ayında Allah’ın c.c. buyruklarına itaat ederek kulluk vazifelerini derinden hissederler. Ayrıca Ramazan ayı manevi hayatımız açısından Bir yıllık muhasebenin yapıldığı “Yıllık Bilanço” ayıdır. Bu muhasebenin ışığında müminler Ramazanın gün ve gecelerini ruhanî bir yaşayışla daha karalı ve iradeli olarak ibadet yaparlar.
Ramazan ayına “On bir ayın Sultanı” denmesinin sebebi, İnancın kuvveden fiile çıkarak doruk noktaya ulaştığı, kendimizden çok başkalarını düşünme imkanını bulduğumuz , riya ve gösterişin en az olduğu bir ay olduğu için Ramazan ayı on bir ayın sultanıdır.
Oruç bir yıl boyunca durmadan çalışan mide ve sindirim sistemini dinlendiren ve koruyan bir ibadettir.
Oruç tutan kişi orucuyla hem yaratanına hem de nefsine karşı dürüstlüğünü ortaya koyan bir ibadettir. Öteki insanlara karşıda davranışlarında bir düzenleme yapma gereği duymuş olur. Üstlendiği oruç emanetini Allah’ın istediği gibi korumuş ve onu sakatlamaktan sakınmış olmakla da güvenirliliğini tescil etmiştir.
Ramazan ayında oruç tutan manevi bir savaş alanında nefsine karşı verdiği mücadelenin her iftar saatinde zaferini kutlayan kahramandır.
Oruç sayesinde kişideki kıskançlık, düşmanlık, çekememezlik, cimrilik gibi kötü duygular yerini hoşgörü, dostluk, doğruluk, kardeşlik ve cömertlik gibi faziletlere terk eder.
Oruçlu iftar anında suyun ekmeğin ne büyük nimet olduğunu takdir etme fırsatını yakalayarak fakir ve kimsesizlere daha fazla yardım etme duyguları gelişir. Açlık çeken susuzluk çeken insanların sıkıntılarını anlayarak merhamet ve cömertlik duyguları daha fazla gelişir.
Ramazan ayı (O sayılı günler) insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolu ve hak ile batılı birbirinden ayıranın apacık delilleri olarak, Kur’an’ın kendisinde indirildiği aydır. Öyle ise, içinizden kim bu aya ulaşırsa, Onu oruçla geçirsin. Kimde hasta ve yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun.Allah c.c. size kolaylık diler, zorluk dilemez.Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaşmasına karşılık yücelmeniz ve şükretmeniz içindir.(Bakara suresi 185.ayet)