Mısır ‘dan dönen Yusuf a.s.ın kardeşleri yüklerini açtıkları zaman verdikleri zahire bedelini görerek sevindiler. Babaları Yakub a.s.a dönerek: Bak baba, zahire bedellerimiz de verilmiş, bununla ailemize tekrar yiyecek getiririz.Kardeşlerimizi de koruruz.Fazladan deve yükü yiyecek te arttırırız.Zaten bu kıtlık zamanında bu az yiyecek bize yetmez “ dediler.
Bunun üzerine Yakup a.s. çocuklarına dönerek: “Hepiniz kuşatılıp çaresiz kalmadıkça, kardeşiniz Bünyamin’i bana geri getireceğinize dair Allah için sağlam bir söz verebilirmisiniz? Vermezseniz ben sizinle bünyamin i göndermeyeceğim”. Dedi. Kardeşleri Allah adına yemin edip koruyacaklarına dair sağlam bir söz verdikten sonra Yakub a.s oğlu Bünyamin’i göndermeye razı oldu. Sonra da “Allah. c.c. konuşmalarımıza vekildir” diyerek Bünyamin’i kardeşleri ile Mısır’a gönderdi.
Yakub a.s çocuklarına şöyle nasihat etti:” Yavrularım Mısır’a ayrı ayrı kapılardan girin. Size nazar değebilir. Gerçi Allah’tan gelen her şeye razıyım. Hüküm ancak Allah’ındır. Ben O’na dayanıp güvendim. Tevekkül edenlerde Allah’a dayanıp güvensinler” dedi.
Yakub a.s.ın oğulları yanlarında Bünyamin a.s. olduğu halde ayrı ayrı kapılardan Mısır’a girdiler. Aslında Allah’tan gelecek bir şeyi babaları engelleyemezdi. Ama babalarının istediğini yerine getirdiler. Yakub a.s bir Peygamber olduğundan dolayı Vahiy ve ilhamla konuştuğundan dolayı ilim sahibi idi. Ancak insanların bir kısmı Allah’ın takdir ettiği şeyi bilemezler.
Yusuf a.s.ın kardeşleri yanına vardığında ana-baba bir kardeşi olan Bünyamin ‘i yanına aldı. Bağrına basarak kucakladı.”Sen benim gerçekten kardeşimsin. Ben de senin kardeşin Yusuf’um, kardeşlerimin benim hakımda yaptıklarına üzülme.” Diyerek başından geçen hadiseleri sonuna kadar Bünyamin’e anlattı.
Yusuf a.s kardeşi Bünyamin’i yanına alıkoymak amacıyla bir plan yaptı. Yüklerini hazırlatırken öz kardeşi Bünyamin’in yükü arasına kıymetli bir su kabı koydu. Kervan yola çıktıktan sonra bir dellal gelerek yollarını kesti:” Siz hırsızsınız ey kervancılar” dedi. Bunun üzerine Yakab a.s.ın çocukları:” Ne kaybettiniz ne arıyorsunuz” dedi.
Gelenler dedi ki:” Biz hükümdarın su kabını kaybettik. Onu bulup getirene bir deve yükü mükâfat verileceğine kefiliz.” Dediler.
Yakub a.s.ın çocukları gelenlere dediler ki:”Bakın biz buraya bozgunculuk, fesatlık çıkarmaya gelmediğimizi sizde biliyorsunuz. Ayrıca biz hırsız da değiliz.” Dediler.
Delallar “ peki siz yalan söylüyorsanız ve hırsızlık yapmışsanız cezası nedir? Biliyor musunuz?
Çalınan mal kimin yükünde çıkarsa kendisi onun cezasını çekerek köleliğe razı olacak.Biz hısızlık yapanı böyle cezalandırırız.” Dediler.
Kervan geri getirilerek yükleri aranmaya başladı. Yusuf a.s kardeşi Bünyamin in yükünden önce diğer kardeşlerinin yükünü aradı. Sonra Bünyamin ‘in eşyaları arasında onu buldu. Allah c.c. Kuran da Yusuf a.s ın kardeşi Bünyamin’i geri alması için bu planı yaptırdığını bildiriyor. (Yusuf suresi ayet 76) Yoksa Allah’ın dilemesi olmasa kardeşi Bünyamin’i alamazdı. Allah c.c buyuruyor ki: “Biz dilediğimizi yüceltiriz. Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen Allah c.c vardır.
Yusuf a.s küçük iken annesinin telkinleri ile anne tarafından dedesinin putunu çalarak kırmış ve onu pisliğin içersine atmıştı.( Beydavi, Celaleyn ;Razi, XII, sh 303) Bunu bilen kardeşleri Yusuf’a seslenerek:”Eğer o çalmış ise daha önceden onun kardeşi (Yusuf) da hırsızlık yapmıştı.”dediler.
Yusuf a.s. bunu içinde saklayarak onlara bir şey demedi. Ama onlara “sizin durumunuz daha kötüdür. Allah c.c. sizin yaptıklarınızdan haberdardır.
Kardeşleri dediler ki :” Ey Vezir Bünyamin’in çok ihtiyar bir babası var. Birimizi Bünyamin’in yerine al ve hapset. Yeter ki onu bırak. Biz kesinlikle senin iyilik sahibi bir insan olarak görüyoruz” dediler.
Kutsal şehir Mekke’den tüm dünya Müslümanlarına selamlar