YENİ ADLİ YIL BAŞLADI
YENİ ADLİ YIL BAŞLADI
Yeni adli yılın başında konuşan Kocaeli Baro Başkanı Bahar Gültekin Candemir, “Arzuhalciler ve hasar danışma şirketleri sadece avukatlar tarafından yapılacak işlemleri yaparak vatandaşların hak kayıpları yaşamasına neden olurken mesleğimizin icra alanı bakımından da ciddi bir risk unsuru haline gelmiştir” dedi
Yeni adli yılın başında konuşan Kocaeli Baro Başkanı Bahar Gültekin Candemir, “Arzuhalciler ve hasar danışma şirketleri sadece avukatlar tarafından yapılacak işlemleri yaparak vatandaşların hak kayıpları yaşamasına neden olurken mesleğimizin icra alanı bakımından da ciddi bir risk unsuru haline gelmiştir” dedi
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde adli yıl açılış törenine katılmayan Kocaeli Barosu, yeni dönemin ilk gününde Kültür Tepesi’nde bulunan Atatürk Anıtı’na çelenk sundu. Yeni adli yıl açılış törenine Kocaeli Baro Başkanı Av. Bahar Gültekin Candemir, önceki dönem Baro Başkanlar Fahri Örengül, Sertif Gökçe, Kocaeli İdare Mahkemesi Başkanı Sevda Kösedağı, Kocaeli Barosu’na bağlı avukatlar ve stajyer avukatlar katıldı. Atatürk Anıtı’na çelenk sunumunun ardından saygı duruşu bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
‘TÜM MEKANİZMALAR HAREKET GEÇMELİ’
Adli yıl açılışında konuşan Baro Başkanı Bahar Gültekin Candemir, “Adalet; toplumsal barış ve düzenin sağlayıcısıdır. Bir ülkede adalete inanç kalmaz, hukuk devleti tüm mekanizmaları ile tesis edilmez ise ekonomi, eğitim, milli güvenlik gibi toplumsal hayatın tüm alanları zarar görür. O nedenle ‘Adalet mülkün temelidir’ özlü sözünde vurgulandığı gibi adalet devletin temelidir. Bu temeli sağlam tutacak olan ise hakimler, savcılar ve avukatlardan oluşan bağımsız ve tarafsız yargıdır. Hukuk devletinin, kişilerin hukuki güvenliğinin ve dolayısı ile toplumsal düzen ve barışın tesisi; yargının tarafsız ve bağımsız olması, hakim ve savcı teminatının sağlanması, savunmanın önündeki tüm engellerin kaldırılması, yargının sorunlarının kökten çözümlenmesi ile mümkündür” dedi.
‘MESLEĞİMİZİ YAPAMAZ OLDUK’
Sözlerini sürdüren Candemir, “Yargının zorunlu unsuru olan savunma, adeta yargı süreci dışında bırakılmaya çalışılmakta; görev alanı çeşitli tasarruflarla daraltılmaktadır. Adalet binalarında ‘kırmızı alanlar’ yaratılarak avukatların, çalışma yeri olan adliyelerin belirli bölümlerine girmeleri kısıtlanmakta; mahkemeler tarafından hukuki şartları oluşmadığı halde verilen gizlilik kararları ya da karar olmaksızın bazı hakim ve savcıların fiili uygulamaları nedeniyle dosyalara erişimleri engellenmekte, savunmanın görevini yapması imkansız hale getirilmektedir” dedi.
‘OHAL İLE SAVUNMA KISITLANDI’
OHAL döneminde hukuka getirilen sınırlamaları hatırlatan Candemir, “OHAL döneminde darbecilerle hesaplaşmak ve terör örgütünün kökünü kurutmak amacıyla çıkarılmış olmasına rağmen, OHAL KHK'leri hayatın her alanında, en çok da hukuk ve savunmaya kısıtlamalar getirmek için kullanılmış; savunma hakkının kullanımı, etkinliği, mahiyeti daraltılmış, kısıtlanmış mesleğimiz yapılamaz hale getirilmiştir. Zorunlu arabuluculuk, uzlaştırma, yargısal işlerin bir kısmının noterlere tevdi edilmesi suretiyle avukatlık mesleğinin faaliyet alanı daha da daraltılmış; vekâlet ücretlerine de müdahale edilmesiyle meslek, iyice zor yapılır hale getirilmiştir” şeklinde konuştu.
‘HAK KAYIPLARI ARTIYOR’
Arzuhalciler ve hasar danışma şirketlerinin avukatların işini yaptığını ifade eden Candemir, “Bu durum, vatandaşların hak kayıpları yaşamasına neden olurken mesleğimizin icra alanı bakımından da ciddi bir risk unsuru haline gelmiştir. Temsil ettiği taraf ile özdeşleştirilen meslektaşlarımıza yönelik fiili ve sözlü saldırılar gün geçtikçe arttığı gibi birçok meslektaşımız görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle silahlı saldırıya uğramıştır. Bu saldırılar karşısında ciddi tedbirler alınması gerekmektedir. Zira vatandaşın adil yargılanma hakkının teminatı ve savunmanın yegane temsilcisi olan avukatların yargı görevlerini yapmalarının engellenmesi ve yargı sürecindeki rolünün kısıtlanması halinde hukuk devletinden bahsedilmesi mümkün değildir” diyerek avukatlık mesleğinin itibar kaybının yargının itibar kaybı olduğunu ifade etti.
‘DONANIMDAN UZAK FAKÜLTELER’
Mesleklerinin en önemli sorunlarından birinin hukuk fakültesi ve hukukçu enflasyonu olduğunu belirten Candemir, “Herhangi bir planlama yapılmaksızın gerekli fiziki koşullardan ve öğretim üyesi donanımından yoksun bir şekilde açılan hukuk fakülteleri nedeniyle işsiz hukukçular ordusu yaratılmıştır. Yargının unsurları arasında meslek kazanımında eşitliğin sağlanamaması, mezunların önemli bir kısmının avukatlık stajını yaparak kolayca avukatlık mesleğine başlaması, meslektaş enflasyonuna yol açarak ekonomik ve sosyal sorunların da artmasına neden olmaktadır. Bağımsız savunmanın yegane temsilcisi olan yargının eşit ve zorunlu unsuru avukatlık mesleğinin edinilmesinin ve staj dönemi özlük haklarının hakim ve savcılık ile eşitlenmesi gereği ortadadır” dedi.
‘İSTİHDAM KOŞULARI DENETLENMELİ’
Candemir son olarak “Avukatların sosyal ekonomik problemlerinin çözümlenmesi, yapılan işin kamusal niteliği nazara alınarak vergi ve sosyal güvenlik sorumluluklarının iyileştirilmesi, genç avukatların istihdam koşullarının denetlenebilir hale getirilerek meslek onuruna yakışır hale getirilmesi gerekmektedir. Ülkemizde yaşayan tüm bireylerin hukuki güvenliklerinin sağlanması ve dolayısı ile toplumsal barışın tesisi bizlerin en önemli görevidir. Bu nedenle yargının sorunlarının çözümlenmesi ve bu surette hukuk devletinin tüm mekanizmaları ile işlerlik kazandırılması için çalışmalıyız” diyerek yeni Adli Yılın tüm yargı mensuplarına, çalışanlarına ve adalet bekleyen tüm herkese hayırlı olması temennisinde bulundu.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.